Kim bilir bu kaçıncı buluşmalarıydı, hatırlamıyordu. Belki yirmi, belki otuz ve belki de çok daha fazla, kimin umurunda. Havin, bedeninin her zerresine kadar Demir'in dokunuşlarına bu denli teslim olmuşken, başka şeyler düşünmek istemiyordu. Çünkü Demir'in dudaklarında yanıp tutuşan Havin'in sadece solgun dudakları değildi, ruhunun en kuytu derinlikleriydi.
Zaman durmak bilmiyordu, zaman akıp gidiyordu, zaman kavramını yitiriyordu iki beden bir olunca.
Nefes nefese kalan bedenlerine inat tutku yorgun değildi.
Herşey mümkündü artık, herşey mümkündü...
Hazzın doruklarında bile gözyaşlarını tutamayan bir kadın.
Sadece anın zevkini en uç noktalarına kadar yaşamaktan başka hiçbir şey düşünmeyen bir adam.
Karanlık döngünün küllerinden doğan bir mucize.
Nirvana'ya ulaşan sonsuz bir tutku.
"Bütün zincirlerinden kurtulmadan özgürlüğe ulaşamazsın!.."
NOT✍️ (( Kitabın bütün telif hakları şahsıma aittir...))
( 26.05.2023 )
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."