Aren elini çeneme koydu ve denize çevrili olan kafamı kendisine doğru çevirdi. Utancımdan ona nasıl bakacağımı bilemiyordum. ''Korkma İlay. Bir şeyi dediysen bu dediğinin arkasında durman gerek. Yoksa seni çok ezerler.'' dediğinde zorunlulukla kafamı kaldırdım. Gözlerim gözlerine tırmandığında gözlerindeki duygu, afallamama neden olmuştu. Kızgın değildi fakat mutlu gibi de görünmüyordu. Gözlerindeki duygu belirsizdi fakat söyleyebileceğim tek şey ela gözlerinin hayret verici olmasıydı. Sanki benim hayatım onun gözlerinden ibaretti. Kafasını iki yana yavaşça salladı ve ''Aslında korkmana gerek yok çünkü bu dediğin, beni bile mutlu etti.'' dedi. ''Ayrıca nefesini tutmayı bırakmaz isen birazdan sevdiğim kız kucağımda yaşamıyor olacak ve bunu sende bende istemeyiz.'' Tuttuğum nefesi yavaşça bıraktığımda birden gözlerimi kocaman açtım ve şaşkınlıkla Aren'e baktım. ''Sevdiğim kız derken neyi kastettin?'' Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirdi ve gözlerimin tam içine bakmaya başladı. Elini belime koydu ve vücutlarımızı birleştirdi. Elini kızaran yanaklarıma koydu ve baş parmağı ile yavaşça yanaklarımı okşadı. Gülümsemesi yavaşça silindi ve tam gözlerimin içine baktı. ''Bende seni seviyorum İlay Karaca...''