-Bugünden itibaren gözünden bir damla yaş dahi akmasına izin vermeyeceğim. Hele ki benim yüzümden. Asla! -Asla, asla deme Mihrancığım. -Diyorum çünkü bu konuda çok ciddiyim. -Anlıyorum. -Kızdın mı bana? -Sana neden kızayım ki? -Güzel. Kıskandın mı peki? -Hayır. -Emin misin? -Eminim. -Gerçekten emin misin? -Gerçekten de eminim Mihran. Kıskanmamı mı isterdin yoksa? -Ee, yani, biraz. Sevgilin tarafından kıskanılmak nasıl bir şey merak ediyorum çünkü. -Sanki başına hiç gelmemiş gibi konuşuyorsun. -Gelmedi. -Nasıl gelmedi? Alevciğin o kotayı doldurmuştur diye düşünüyordum. -Sanırım trip yükleniyor. -Yüklenmesi için benden uzaklaşman lazım. -Neden? -Böyle yakınımdayken antenlerim çekmiyor da o yüzden. -Bu benim işime gelir. Uzanıp burnumun ucunu öptü. -Daha önce kıskanılacak bir şey yapmadın demek ki. -Yapsam bile önemli değil. Sadece sevgilimin düşüncesi önemli. Bu sırada eliyle saçlarımı geriye atarak açıkta kalan boynumu öpmeye ve emmeye başladı. Vücudum istemsizce ona yaklaşmak isterken beynim aksine daha fazla konuşmak istiyordu. Ellerimi omuzlarına koyup boynumu daha çok ortaya çıkarmak için başımı geriye atarken sıradaki sorumu dillendirdim. -Alev peki? O kıskandığında? Beynimdeki iletkenliğin azalması sonucu düzgün cümle kuramaz hale gelmiştim. -Alev sevgilim olmadı hiçbir zaman. Öpücükleri arasında cevap vermeye çalışıyordu. Alt tarafı bir kere yattık. -Hmm. Mest olmuş şekilde mümkün olmadığı halde ona daha çok yaklaşmaya çalışırken söylediği şeyi algılamamla kendime geldim. -Bir dakika. -Hmm. Yaptığı işe devam ediyordu. Omuzlarından iterek durdurdum. Islak dudaklarıyla bana bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. -Ne dedin sen? -Ne dedim ben? -Alev'le yattınız mı siz? -Hass... Bir Doğulu ve bir Karadenizli'nin imkansız ama bir o kadar da güzel aşkı...All Rights Reserved