Etkili Anlaşma
  • Reads 157,055
  • Votes 16,163
  • Parts 36
  • Reads 157,055
  • Votes 16,163
  • Parts 36
Complete, First published Jun 03, 2023
Seçil'in son zamanlarda ihtiyacı olan çok şey vardı. Ama ihtiyacı olan şeyleri halledebilmesi için asıl tek bir şeye ihtiyacı vardı: Cesaret. Onu ise nasıl edinebileceğini bilmiyordu.

Tabii yardım ayağına gelene kadar.

Aris ise hayatından gayet memnundu. En azından memnun olduğunu düşünüyordu. Ta ki insan kaynakları ona içeride tamı tamına 186 gün izni olduğunu hatırlatana kadar. İşte o zaman hayatında bir şeylerin yanlış olduğunu sezmişti. Fakat bu gerçek de onu harekete geçirmeye yetmezken, başka bir dert ayağına dolanınca mecburen harekete geçmek zorunda kalmıştı.

Seçil'in hoşlandığı adama, yani Ersin'e giden yolu; çalıştığı şirketin genel müdürünün, yani Aris'in, yani kendisine kıl kapan adamın odasından geçiyordu. Eğer becerebilirse Aris'ten öğrenecek çoook şeyi vardı. Fakat asıl ilginç gerçekse, Aris'in de Seçil'den öğrenmesi gereken çok şeyin olduğu gerçeğiydi!

Ve ne yazık ki bu ikili, aralarında bir anlaşma yapmadan pek arkadaş olabilecek gibi değillerdi. Aris mecbur olmasa hayatta Seçil gibi biriyle arkadaşlık edemezdi. Eh, Seçil de kendisini sevmeyeni sevecek değildi. Maaşı o kişiden geliyor olsa bile!

Ama belki de bu ikilinin arkadaş olması gerekmiyordu ve bundan daha kendilerinin bile haberleri yoktu...
All Rights Reserved
Sign up to add Etkili Anlaşma to your library and receive updates
or
#1özgüven
Content Guidelines
You may also like
AİDİYET - ADEN & DEVRİM by RuyamG
39 parts Complete
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.'' Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum. ''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.'' Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır... Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse! ''Kokunu özledim.'' Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu. ''Devrim...'' Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,'' ''Bugün benim sıram, Aden Özkan.'' Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu. ''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.'' Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı. ''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.'' Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi. ''Devrim, ben...'' ''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.'' Ne!? Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti. ''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.'' Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum. Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı! Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi. Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı. ''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.'' ''Öyle ya da böyle!'' ''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''
Gül İmparatorluğu (Tamamlandı) by funye49
57 parts Complete
"Doğum günün kutlu olsun, gül güzeli." Gördü mü? Panikle arkamı dönüyorum, uzaklaşan sırtını buluyorum. Gördü mü yoksa tamamen tesadüf mü, bilemiyorum. Sormak istiyorum, soramıyorum. Öyle, beni bilir gibi seslenme diyemiyorum. En azından kuru bir teşekkür etsem, edemiyorum. Babam gibi sesleniyor, sonra babam gibi sırtını dönüp gidiyor. Mete Dilmen, düşündüğümden de tehlikeli çıkıyor. Ben savaşçı beklerken, o bana işçi gönderiyor. İmparatorluğun terk edilmiş sarayının tam yanına ilk tuğlayı dikiyor. *** Hem gülümseyeceğiniz, hem gözlerinizi dolduracak naif bir strateji oyununa davetlisiniz, Gülce ve Mete'nin hayatlarının tam ortasına! Bazılarınız ben bu oyunu küçükken oynamıştım diyecekler, bazılarınız ise bu oyunu hala her gün oynadığını söyleyecek. İkisi de doğru, biz bu oyunu küçükken ekranlarda büyürken günlük yaşamımızda sık sık gördük. Hepimiz eşi benzeri olmayan oyuncularız aslında. Hepimizin heybesinde varsayımları, olasılıkları ve stratejileri var. Önemli olan bu stratejilerin yanında, onlar uğruna yok sayılamayacak kadar değerli bir kalp taşıdığımızı da unutmamak. Bunu söylerken sadece kendimizinkini değil karşımızdakinin kalbini de kastediyorum, elbette. Neyse bu kadar gevezelik yeter, sizi artık Gül İmparatorluğu'na alalım! Mendillerinizi hazırlarken içlerine bir tane de pullu olanlardan koymayı unutmayın. Sadece göz yaşlarınızı silmek için değil kınada sallamak için de lazım olacaklar :) *** http://open.spotify.com/user/31qkhp7klkplruaqei6whna2pcqu/playlist/0rgFHEJzcSmene3AS04KG4 ***
You may also like
Slide 1 of 10
Başımın Belası cover
Güneş Çiçeği | yarı texting 𓍯𓂃 cover
AİDİYET - ADEN & DEVRİM cover
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2| cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
Vecheyn |Tamamlandı.| cover
Derin Deniz Mavisi cover
Gül İmparatorluğu (Tamamlandı) cover
Yirmi Dokuz cover
Takıntı cover

Başımın Belası

83 parts Ongoing

Bölümler Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri gelecektir. Hafta içi de sürpriz bölümlere hazırlıklı olun:) ⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️ Zeynep Güneş... Kozasından sıyrılıp bir kelebek olmak için çıktığı yolda hiç bilmediği bir rüzgâra kapılıp bambaşka diyarlara savrulacağından habersizdi... Yepyeni bir hayata adım atarken tek başına yürüyeceğini zannetse de hesaba katmadığı şey kelebek etkisiydi; çünkü bu hayatta hiçbir rastlantı sebepsiz değildi. Zeynep, çıktığı bu yolda aynı sokaktan geçme ihtimali bile olmayan insanları rengârenk düğümlerle birbirlerine bağlayacak; geçen her gün dostluğu, aile olmayı ve hayal kurmayı öğrenecekti... Bir de aşkı... Başkalarının masalında figüran olmak yerine kendi masalını yaşarken bir gün o masaldan kovulduğunda da masalların her zaman mutlu sonla bitmeyeceğini düşünecekti... Oysaki hâlâ bilmediği bir şey vardı: Masallar mutlu sonla biterdi; ama sonsuzluk o masalın bittiği yerde başlardı... "O gün orada karşılaşmasaydık bile sen yine bana gelecektin ve ben senin mavilerini gördüğüm ilk an yine sana âşık olacaktım... Yetecekti, Zeynep. Tek bir an yetecekti bize; çünkü seni sevmek benim kaderim. Ben sana âşık olmak için gelmişim bu hayata..."