☙
Rusya Hava Kuvvetleri Komutanlığında pilot olarak görev alan Ayaz Hun Mironov'un kalbi, yakın dostu Çınar Erdem'in her keskin gözden uzak ardında sakladığı kardeşi Eylül Lara'ya bir gece ansızın dolanır.
Hiç beklemediği ani bir ölümle abisinin katilini bulmak için görevinden ayrıldığı o an, göğsünün içinde büyütmekte olduğu kızı ilk defa o gece kütüphanede görerek onunla aynı olan buz kayalarına çakılı kalmasıyla savaşır.
"Asker adam."
Sil. Bu ses bendim.
"Çocukça, sıradan..."
Silme. Karanlığın içinden yitip çıkan bir asker, gözlerinde ki mizansenle etrafı yakan o adımlarla, imkansızlığı seçerdi; daima. Ya da sil, üzerini karala. Sonra tekrar yaz, ağla. Yırt at ama o eski boş çekmecede öylece dururken asla hıçkırma.
"Geçici olan heyecanına karşılık vermem, imkansızlığın çok fazla ötesinde."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."