Panacea odasında Daphne ve yeni doğmuş bir melek vardı kucağında. Oda sema perileri sayesinde koruyucu ve iyilik sihirleriyle süslenmişti. Etrafa yayılan deniz kokusuyla Daphne eski dostu Aquaria geldiğini anlamıştı. Yüzündeki gülümsemeyle. Ortaya çıkmasını bekledi. "Hadi ama Aquaria. Minik meleye seni tanıtmam lazım" dedi. Aquarianın görünüşü hafif netleşmeye başlamıştı. Ama çürümeye yüz tutmuş kuyruğuyla yatağa tutunmaya çalışıyordu. Daphne bebeğiyle yataktan kalkarak endişeyle yanına gittiler. "Aquaria ..." diye bir şaşkınlık nidası çıktı ağzından. Aquaria fısıltıyla "Bebeği hemen götürmem lazım. Çok karıştı ortalık Daphne. Onu almaya gelecekler. Geçmişe gönderildim. Savaşın ortasındayız. Bebek ölücek. Onu buradan götürmem lazım." dedi. Daphne bebeğini göğsüne bastırdı. Aquariadan geri gitti. Bu olamazdı onlar bir mucizeyi başarmışlardı. Güneş ve Aydan bir bebek dünyaya getirmişlerdi. Aquaria üzgün gözlerle arkadaşına baktı. Asasının bir haraketiyle bebek onun kucağına geldi. "Üzgünüm Daphne. Ona Rhea bakacak. Onu korumamız lazım." dedi. Daphne yere çöktü tüm kainata kara bulutlar saracak kadar bir çığlık attı. Bir annenin feryadı tüm evrende duyuldu. "Bir bebeğiniz oldu ve öldü..."