Şuan tamamen onun esareti altındaydım.Aklıma yeniden dolan hatta hiç gitmeyen düşünceler hâlâ bir yer ediniyordu,zihnimin bir köşesini kaplıyordu.
Dediğini yapmıştı sanırım,bugün tam 18 yaşıma bastığım gündü ve tamı tamına 1 ay öncesinden söylemişti böyle şeyler olacağını.
Ondan değil;yapacaklarından,yapacaklarımızdan korkuyordum.Birbirimizi yakmamızdan,yok olmamızdan,șehvet ve tutku ile kavrulmaktan korkuyordum.Yeniden doğmak ise başarılabilir miydi?Bilmiyordum.
İki kolu da belimin etrafını sıkı sıkıya sarmıştı ve bedenlerimiz şuan bir bütündü.Dipdibeydik.Üstümdeki elbise zaten sabır denen şeyin yok olmasını sağlarken,karşımdaki adam hâlâ son demlerini tüketiyordu.Sabırsızlık ile bekliyordu ve sınanıyordu adeta.Bana sabırsızmıș gibi,bana aç ve susuzmuș gibi.
Her zaman olduğu gibi yüzü boynumu bulurken,ellerim serbest olsa dahi tüm gücüm çekilmiş gibi hissediyor ve hiçbir şey yapamıyordum.İkimizde tutușmuș alev alev yanıyor,aynı zamanda da hissediyorduk.Dokunușları içimde yer ediniyor ve silinmiyordu.
Nefesi sadece boynuma üflese dahi tüm bedenimde geziyordu sanki,öyle bir etkiydi ki bu,bașa çıkamıyordum,bu saatten sonra da hiçbirimiz başa çıkmaz,son hızla devam ederdik.
"Ben demiştim ki,bu yavru ceylan er ya da geç avlanır.Avlarım."
Dudakları kulak mememin hemen altında olması ile vücuduma yayılan ateşe direnmeye çalışıyordum ama imkanı var mıydı?Meçhul.
"Senin hakkında her şeyi öğrendiğimi sanmakla yanıldığımı düşünüyorum.Mesela-
Cümlesini yarım bırakıp kulak mememi ağzına aldı ve emdi.Sonra ağzında iken konuşmaya devam etti.
-mesela her öpüş aynı değildir ve bunu öğrenemem.Her dokunuş özeldir ama farklıdır,bunu da öğrenemem.Her birinde farklı hisseder ve birbirimize çekiliriz,ait olduğumuz yere,bedenlerimize."
Geriye kalanların ise sözler değil;duygu,șehvet ve tutku olduğunu anlam