Bana doğru yaklaşmaya başlayınca sona geldiğimizi anlamak zor olmamıştı. O zaman fark ettim ki birazdan dillere destan olan Ölümün dansını biz de son defa yapacaktık.. Bu bizim Son dansımızdı.. "Yapma.." Titreyen sesimle beni anlamasını istedim.. "Son" dedi.. Tek kelime beni paramparça etmeye yetti. "Seni bırakmak istemiyorum. Sensiz olmak istemiyorum lütfen gitmeyeceğini söyle." dedim zorlukla çıkan sesimle. "Gitmeyeceğim." dedi gözlerimi gözlerinden ayırarak. Biliyordum. Gidecekti.. "Yalan söylüyorsun!" diye bağırdım. "Aptalsın! Bencilsin! Senden nefret ediyorum!" Ben ona nefretimi kusarken o sadece sakince izlemekle yetiniyordu. Neden bir şey yapmıyordu. Neden şaka olduğunu söylemiyordu. Neden sadece beni sinir etmek için söylediği öylesine bir yalan olduğunu söylemiyordu. Gerçekten gitmemeliydi.. Ona öylesine alışmışken onsuz yapamayacağımı anlamışken gitmemesi lazımdı.. "Ian.." fısıltıya yakın sesimi umursamayan adama baktım. Nasıl olur da bu kadar duygusuz kalabilirdi.. "Hoşçakal Luna.. Hoşçakal" ... Cehennemden kovulan Darian Yaratıcı yüzünden yolunu kaybeder ve yanlışlıkla Yeryüzüne düşer. Uyum sağlamaya çalışan Darian en iğrendiği yaratıklar insanlarla yaşamak zorundaydı. Aksi halde peşinde onun tacını çalmaya çalışan İblislere yakalanabilirdi. Karşına çıkan hayat dolu Luna'dan nefret ederken birden hoşuna gitmeye başlaması ile işler iyice çıkmaz hâle gelmişti.