Şansa ne kadar inanırız? Bizi bir noktaya ulaştırana kadar değil mi? Bir kitapta okumuştum, hâlbuki bizi şans değil kader kontrol edermiş, bense kadere değil beni bu noktaya ulaştıran şansıma inandım. En başında beni aşkla buluşturan şansa, beni hakettiğim hayata kavuşturan şansa, bana acı çektiren ama direnme ve savaşma gücü veren şansa inandım. Herkes ikinci bir şansı hak eder, ama bir tek hayatın ikinci bir şansı yoktur, o yüzden bizi sürekli aklımız ve kalbimizden vurur...
Vampirler de açtır ama kana değil, sevgiye...
Bu kitapta geçen kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur...
Kararlı ve duygusuz olduğuna güvendiğim sesle, "Onları serbest bırakmak için ne istiyorsun?" diye sordum.
Fazla düşünmeden soruma yanıt verdi.
"Seni!"
Tek kelimelik bu cevap tam da duymak istediğim şeydi.
"Gel de al o zaman orospu çocuğu. Arkadaşlarımı da hemen serbest bırak. Onlara bir şey yaparsan senin sonunun da, temsilcin gibi olması için elimden gelen her şeyi yaparım."