Ethan, sıradan bir yaşam süren genç bir adamdır. Ancak bir gece, gizemli sembolün ona rüyalarında gösterdiği karanlık ve aydınlık karelerle, hayatı tamamen değişir. Bu kareler, Ethan'ın içindeki merak ve keşfetme isteğini uyandırır ve onu bilinmeyen bir dünyanın kapılarını açar.
Ethan, bu gizemli karelerin ve sembolün peşinden gitmeye karar verir. Sembol, ona karanlık bir ormana doğru yönlendirir ve orada Ethan'ı bekleyen bir portalı gösterir. Bu portal, farklı dünyalara açılan bir geçittir ve Ethan'ı keşif dolu bir maceraya sürükler.
Ancak Ethan, portalın ne için olduğunu tam olarak bilemez. İçinde büyüyen merak ve keşfetme isteği, onu harekete geçirir. O, belki de hayatının fırsatını kaçırmamak için bu portalı geçmeye karar verir. Bilinmeyenin içine adım atan Ethan, kendisini Aetheria adındaki gizemli bir dünyada bulur.
Aetheria, aydınlık ve karanlığın bir araya geldiği bir yerdir. Ethan, bu yeni dünyada hem iyi hem de kötü güçlerle karşılaşır. Ancak o, içindeki tutkulu keşfetme arzusuna boyun eğmez ve maceralarla dolu bu dünyayı keşfetmeye devam eder.
"Gizemli Geçitler" adını verdiğimiz bu kitap, Ethan'ın Aetheria'daki maceralarını ve kendi iç dünyasında yaşadığı keşifleri anlatır. Okuyucular, Ethan'ın merakla dolu yolculuğuna eşlik ederken, gizemli portalın ardındaki sırları ve Aetheria'nın derinliklerindeki tehlikeleri keşfedecekler.
Bu roman, macera, keşif ve fantastik öğeleri bir araya getirerek okurları sürükleyici bir dünyaya taşıyor. Ayrıca Ethan'ın iç dünyasında yaşadığı büyüme ve değişim sürecini de yansıtıyor. "Gizemli Geçitler", okurları sıradışı bir dünyanın kapılarını aralamaya davet ediyor.
Siz de "Gizemli Geçitler" ile hayal gücünüzü keşfe çıkmak ve Ethan'ın unutulmaz yolculuğuna tanık olmak için bölümler arası unutulmaz bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Macera dolu bir dünyada h
+21 cinsellik ve şiddet içeren sahneler bulunmaktadır. Bu hikaye Dark Romance kategorisindedir ve küçük yaştaki arkadaşlar için uygun değildir. Lütfen dikkate alınız.
✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩
Senin için her gün saçlarımı saldım. Dudaklarımdaki ruju tazeleyip durdum. Parfümsüz dışarıya çıkmadım. Yeni giysiler aldım. O giysileri hakkıyla taşıyabilmek için kilo verdim. Sırf sen birkaç saniye daha uzun bak diye hesaplar yaptım. Kahkaha atmadım, yüz hatlarımı korudum. Beni güzel gör istedim. Baktığında beni arzulaman için dünyanın en güzel kızı olmaya çalıştım. Güzel gözlerine bakarken kayboldum, derinlere battım. Sense elimden tutmak yerine beni gözlerinin derinliklerinde boğmayı tercih ettin. Kırmızı rujum dağıldı, makyajım silindi, saçlarım kabardı. Ve yeniden kilo alıyorum galiba. Seni beklemekten vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün mü olmalıydı? Hayır, böyle bitmesi şart değildi. Gözlerini açıp bana baksaydın, yaklaşıp ellerimi tutsaydın... Ya da en azından beni yanıtsız bırakmasaydın böyle bitmezdi. Eğer beni biraz bile sevseydin dünyanın en güzel kızı olurdum. En güzel, en asil ve en mutlu... Ama şimdi en suçluyum. Seni sevdiğim için, hiç olmadığım kadar suçluyum.
Vazgeçişimin damgası, intiharımın tescili. Dudaklarını bir kez bile öpememenin sancısı. Aramıza koyduğun duvarlardan atlama vaktim. Aşağı düşeceğim sevgilim ve öleceğim. Bir kez bile kalbine gömülmeyeceğim. Çürümeme izin ver. Bu yorgun beden karışsın toprağa ve and içelim birlikte, birbirimizi görmeyeceğimize. Sakın bir kavanoza koyma, kalbim çoktan darılmış sana. Ve o güzel gözlerin... Yaşarken görmedin, ölü bedenime değmesin. Beni en güzel halimle hatırla. Kanı çekilmiş, çürümüş ve delicesine sarhoşken değil. Senin için geldiğim o gün gibi, en güzel halimle...