İkimizinde göğsü az önceki tartışmadan dolayı hızla inip kalkarken bir adım attı bana doğru. Tırnaklarımı avuç içime bastırdığım an alnını alnıma yasladığında dayanamadım, ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında o kadar çok sıkmıştım ki kendimi acı her yerdeydi. Yenilmeyecektim. Yenilemezdim. Her şey onun içindi. Elimi göğsüne yaslayıp onu ittiriyordum ki eli hızla ensemi bulup tekrar alnımı alnına yaslamış diğer eli ise iki elimi göğsünde birleştirmişti. O kadar çok ağlıyordum ki geri çekilecek gücüm yoktu. Yeşillerim çevresi kıpkırmızı kara gözlerle buluştuğunda öyle perişan hâlde bakıyordu ki tüm bedenim titremiş ağlamam şiddetlenmişti. "Ahu göz," diye fısıldadığı an hızlıca ellerimi elinden kurtarıp onu göğsünden ittirdim. Her şeyi desindi ama bana böyle seslenmesindi. Parmağımdaki alyansı çıkarıp havada kalmış eline bıraktığımda tüm bedeni kaskatı kesilmiş, onun hissettiği acıyı göğsümün en derininde hissetmiştim. Yüzbaşının ahu gözlüsü değildim artık. "GİT! BİTTİ DİYORUM DAHA NEYİ ZORLUYORSUN!" Öyle bir bağırdım ki boğazımın yırtıldığını hissettim. Sesim tüm lojmanda yankılandı. İnsan sevmediği için değil çaresiz kaldığı için terk edermiş. Adem elması yavaşça aşağı yukarı hareket ettiğinde alyans olan elini sıktı. Hiçbir şey söylemedi. Kara gözleri sanki son kez görüyormuş gibi öyle bir yavaşlıkla turladı ki yüzümü nefesimin kesildiğini hissettim. Dudaklarından tek bir kelime çıkmadan kara gözlerini yeşillerimden zorlukla çektiğinde; arkasını dönüp çıktı gitti evden. Hızla pencereye koştuğumda apartmandan çıkan hayallerini, hayallerimizi yıktığım o adama baktım. Gitti. Haftalarca ne o geldi, ne de ben gitmeye cesaret edebildim. ___ "Bahar koşar yalın ayak, yarı delirmiş." ___ Asker kurgusudur yetişkin içerik barındırır.