Elime kahvemi aldım ve rahat bir koltuğa geçtim. Çok olmadan bir bildirim sesi geldi. Bütün dikkatim elimdeki kitapta olmasına rağmen farklı geçmiştim. Telefonu elime aldım ve mesaj kutusunu kullanmak, ondandı... Hayallerimin katili, bir yıldırıcı nerelerde olduklarında bihaber oldukları, nefret ettiğimiz ve bir o kadar da seven o adam. Adını görmemle telefon geliri düştü. Nefes alamıyordum hayır burada olmamalıydı evde hiç kimse yoktu olsa bile o kişi olmadan kimse bana çalmadı. Panik atağımla birlikte gelen bir hediyeydi bana. Panik atağım iyice çoğalırken ve nefesler bana haramken, yükselirken yükselmeye büyümeye ama kalktığım anla yere düşmem bir oldu. Telefonum çalmaya başladı, hiçbir şey göremiyordum,ellerim pençe tırnaklarımı boynuma tutulmadum azıcık da olsa nefes alabilmek için. Telefonum çalmaya devam ederken kapı zili çaldı. Sonra kapıdaki kişi bir şey olduğunu anlamış olacak ki çok sert ve hızlı bir şekilde yumruklanmaya başladı. Bayılmak üzereydim ama hala gözümü açıp yerleştirdim .O sırada kapıdan bir ses geldi ve son bir çabamla bakabildim. Yemyeşil gözleriyle bakan bana gözleri ve de korkmuş bir yüz gördüm, oydu bir zamanlar en güvendiğim, yeşillerine hapsolduğum ve de o yeşillerini bana zehir eden o adam...