12 parts Complete Hyunjin karanlık iç dünyasının aksine rengarenk resimler yapardı. Görenleri hayran birakan rengarenk resimler. Arada sırada yalnızlığın duvarlarını da beraberinde getirdiği, insanlardan olabildiğince uzak durduğu resim sergileri olurdu.
O sergilerden birinde herkes alışılmış renk renk çiçeklerin, baktıklarında burunlarına baharın kokusunu getiren canlı tabloların arasında farklı bir resim gördü. Bir erkek portresi...
Herkes hayranlık ve şaşkınlıkla bakıyordu. Hyunjin asla portre çizmezdi. Kimdi bu sadece tuval üstünde hareketsiz durmasına rağmen tapılası güzellikteki adam?
Hyunjin de bunu bilmiyordu. Bu adam sadece bir defa rüyasına girmişti. Uyandığında vücudunda biriken terler ve derin nefeslerle koşturarak tuvalin başına geçmişti.
O yüzü unutamazdı. Unutmamalıydı. Bu yüzden yüzünün her detayını çizdi. Çillerinin yerleri dahi tıpatıp aynıydı.
Ve Hyunjin kendi çizdiği resme aşık oldu...
Fernweh: Hiç görülmemiş, gidilmemiş bir yer veya kişiye duyulan özlem