ELPİDA
  • Reads 899
  • Votes 110
  • Parts 34
  • Reads 899
  • Votes 110
  • Parts 34
Ongoing, First published Jun 18, 2023
1 new part
Karaca her nefes aldığında ömrümden azalıyordu. 
Karaca sonumu hazırlıyordu. 
Onun yanındayken sinsilik damarlarımızdan gözlerimize ulaşıyordu. 
Sırtımdaki zorundalıkların yükü özgür ruhumu sıkıştırıyordu.
gözlerindeki duyguyu anlamıştım. Kavruluyordu.  
Karacanın sonu ellerimden olacaktı. 
Ben nefes aldığımda karacanın ömrü uzuyordu. 
Ama o hiç yaşamak istememişti...
All Rights Reserved
Sign up to add ELPİDA to your library and receive updates
or
#645heyecan
Content Guidelines
You may also like
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
83 parts Ongoing
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
ZORAKİ GELİN +18 by rezancakmaz
8 parts Complete
- Cihan ağa artık senin efendindir. Bileğinden tutup Cihan'ın önüne fırlattı. Düşecek gibiydi. Bir an sendeledi. Cihan sinirle önünde olanları izliyordu. Neydi önüne atıkları? Bir an içinden saydırdı. Sinirle söylendi. -Başka kız mı yok bu konakta? Hikmet ağa, -Budur. Berdelin hakkı budur. Ol hakkına razı Cihan ağa fazla uzatmadan kızı al git. Cihan'ın öfkesi gözlerinden taşacak gibiydi. Koskoca Cihan holdingin sahibi Cihan Ateşhan'ın önüne atılan ucube. -Ne yapayım ben bu ucubeyi? -Ne yaparsan yap. Sinirle başını salladı. Sanki yer yerinden oynayacaktı. Aydan korku ile ağlamaya başladı. -Abiciğim bi dinle istersen? Kolunu ittirdi. İyice sesini yükseltti. - Aydannnnnn.....Senin gibi kardeşim yok artık Cihan, sinirle önünde yaprak gibi titreyen ucubeye baktı. Önündeki kız i ellerini önüne bağlamış başı yerde sessizce bekliyordu. -Başka kız yok mu dedim Hikmet Ağa? -Yok, ağalarla verilen karar budur. Sende kabul ettin. Berdelin hakkı budur. Cihan yerinde duramıyordu. Bir an düşündü. Yanındaki ucubeye iğrenerek baktı. Aslında belli bir süre yanımda kalkan olarak kullanabilirim. Sinirle bakarken bakışları adeta kızı ayaklar altında çiğnemek ister gibiydi. -Yürü... Yürü bakalım ucube. Sessizce araca doğru yürürken düşünemiyordu. Tek istediği okuluna devam etmekti. Tek isteği tek yaşama gayesiydi. Birde kız arkadaşları ile çaldıkları küçük orkestraları vardı... Tüm yaşamı okulda kız kıza yaptıkları etkinliklerdi. Aracın arka kapısın açıp içeri sessizce girdi. Cihan sinirle aracın kapısını açıp şoför koltuğuna oturdu. Cihan dikiz aynasını ayarladı. Hızla aracı çalıştırdı. Bir süre sessizce yol aldılar. Genç kız hala başı yerde sessizce durmaktaydı. Ağlamıyor neredeyse nefes dahi alamıyordu. Sertçe sordu. -Adın? Sesi duyulur duyulmazdı. -Mercan
You may also like
Slide 1 of 18
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK cover
BİR ADAMIN DAĞINIK YATAĞI cover
Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda cover
Karahisarlı cover
ZİNDAN (+18) cover
Nameless [BL] cover
İsimsiz Arzular cover
İNKİSÂRI HAYAL (Töre) cover
İÇİMDEKİ TUTSAK  cover
TATLIM cover
ZORAKİ GELİN +18 cover
Atıfet cover
MAFYANIN ESİRİ // TAMAMLANDI (DÜZENLENDİ) cover
Asker Yari cover
ARIZALI cover
Blind Warrior  [Tamamlandı] cover
İPTİLA(+18) cover
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi) cover

SERÇEYİ ÖLDÜRMEK

83 parts Ongoing

Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.