"ruhların idamı bu defa müzikten yana"
"Müzik yapmak, gitar çalmak. Ne hissettiriyor ki sana?"
Derin bir iç çekti gözlerime dikkat kesilerek. "Gözlerine bakarken gördüğüm her bir şeyin altında ezilmekle aynı şey. Hem armağan hem azap. Ben bize hiç alışamadım bal, sana içi gider gibi bakan bana hiç alışamadım."
"Her neyse üzülme", sesimdeki kırıklık, burukluk, tam 3 senenin birikimindeki o hayaller silikleşip gidiyordu aramızda. Yalandan da olsa bir tebessüm yerleştirdim yüzüme, kederin tatlı tebessümünden olsa gerek. "Ben de çiçekleri birlikte kurutmaya alışamamıştım zaten." Belki de şu aptal teoriye inanmalıydım.
"Çiçekler kuruyana dek kalsan yanımda"
"Üzgünüm Adin, çiçekler çoktan soldu" bu ona son Adin deyişimdi, bilmese de olurdu.