(Douglas) İşte anma vakti gelmişti. Sarayın önünde belli şekillerde dizilmiştik ve üstümüzde ailelerimiz gibi muhafız/gardiyan kıyafetleri vardı. SeptemTurrim'e girme izni olan muhafız ve gardiyanlar oradan buraya bağlanmışlardı. "Tanrı Kral Vector'a öteki dünyada merhamet etsin!" diye hep bir ağızdan bağırdık. "SeptemTurrim'in bilge kralı Vector, yolun açık olsun!" Orada SeptemTurrim prensesini gördüm. Köşede... Siyah sarayın en alt katındaki camdan aşağıya bakıyordu. Bu kız... Bana benziyordu? --- Zalim kraliçe yüzünden her günü ıztırablı, acı içinde geçen ve hayatı boş veren SeptemTurrim prensesi Nora... Her gün aynı rüya, her gün aynı görüntüler... Ama son zamanlarda sesler de duymaya başlamıştı. "Prangalarından kurtulacaksın Nora." Hayatı boş veren prenses umutlanmaya başlamıştı. İnanmak istiyordu. Bir şeylerin değişmesini istiyordu. Ve istediği de olacaktı. Saraya görev için gelen matematik öğretmenin kızı ile tanıştığı zaman artık eskisi gibi bir yaşamı kalmayacaktı. Sırlar ortaya dökülmeye başlayacaktı... Sırlar açığa çıkacaktı. Ama sırların açığa çıkması iyi mi olacaktı? Yeni öğrenilen gerçekler geçmişin kapısını aralayacaktı. Nora bu kapıdan korkusuzca geçecekti ve kendini bulacaktı. "Ölüm çiçeğini araştırmak ister misin Nora?"All Rights Reserved