"Bir şey söylemene gerek yok Ashton, bakışların her şeyi söylüyor." gözlerim birkaç gündür ağlamaktan yanmasına rağmen yine de doldu. Kıvırcık saçlarını çekiştirip duruyor, fakat tek kelime etmiyordu. Bana asırlar gibi gelen zamanı yakıcı sözleriyle alevlendirdi. "Senin için doğru olanı yapmalısın Eliza." acıyan bakışlarını yüzümden çekti. Ellerini ellerime kenetlediğinde bir şey boğazımı tıkamış göz yaşlarımın akmasına bile izin vermiyordu. "Buna sen karar veremezsin Ashton." ellerimi çektim ve göz yaşlarımın yolunu bulmasına izin verdim. "Benim için doğru olan şeyi sadece ben bilebilirim."