Kitabım, gizemle örülü bir hikayenin kapılarını aralıyor. Timur adlı esrarengiz bir ihbarcının haber verdiği, Pervin Akman'ın ölümüyle başlayan bu olay, Gülce, Ulaş, Enes ve amirleri Sinan tarafından derinlemesine araştırılıyor. Ancak, Timur'un karmaşık ve çelişkili tutumları, gerçeğin peşindeki ekibi şaşırtıcı bir çıkmaza sürüklüyor.
Katilin kim olduğu, hiç tahmin edilmeyecek bir noktada gizli. Sinan'ın geçici olarak üstlendiği liderlik, beklenmedik bir değişiklikle karşılaşır, bu da soruşturmayı daha da karmaşık hale getirir. Adli psikiyatrist Ferman, Timur'un dünyasına inerek olaya derin bir perspektif katıyor.
Bu roman, sıradışı karakter dinamikleri ve beklenmedik olay örgüsüyle okuyucuyu sürükleyici bir gerilimin içine çekiyor. Adalet arayışının perde arkasındaki sırlarla dolu, heyecan verici bir macera sizi bekliyor.
..."Bana o şekilde bakmaya devam mı edeceksin." Dediğinde gözlerimi hızla Kutayın gözlerine çevirdim. Göz bebekleri yine büyümüştü. Bu bakışı nerde görsem tanırdım artık. Kutay beni istiyordu...
Sanırım artık istediği şeyi bende istiyordum...
Ayağa kalktım yavaşça. Kutayın üzerine doğru yürüdüm. Tam önünde durdum. "Benimle birlikte olmak ister mis-" sormaya kalmadan Kutay belimi sertçe tutup dudaklarımı sertçe kavradı. Beni iştahla öpmeye başladı. Belimi kendisine çektiği için erkekliği karnıma denk geliyordu ve her saniye sanki biraz daha büyüyordu.
O kadar hızlı ve ustaca öpüyordu ki ona karşılık vermekte zorlanıyordum. Daha önce kimseylede öpüşmediğim için sadece Kutayla öpüştüğüm için fazlasıyla acemiydim.
Birkaç adımda yatağa yatırdı beni ve üstüme çıktı. Dudaklarıma tekrar yapıştı. "Korkma tamam mı?" Diye sordu dudaklarımdan kısa süreliğine ayrılınca. "Ne?" Diye sormaya kalmadan üzerimdeki t-shirtü iki eliyle parçalayıp atmıştı. Şuan üzerimde sadece beyaz dantelli sütyen kalmıştı
O kadar heyecanlandıran ve zevkli birşeydi ki ağzımdan ufak ufak inlemeler çıkıyordu fakat Kutay dudaklarımı öpmeyi bırakmadığı için inlemelerim Kutay'ın ağzında kaybolup gidiyordu. Kutay üzerimden kalkıp pantalonumu sertçe sıyırdı. İkimizde nefes nefeseydik. Altımda da beyaz dantelli kilot kalınca "sikeyim"dedi nefes nefese...