Nida Vira Vural
Önümdeki aynaya bakarken gördüğüm şey benim geçmişim, gerçeğim, geleceğimdi...
Derlerdi ya, geçmeyecek bir kara lekeydi üzerimde.
Üzerinize çöken ani bir sis gibi, güneşli günde arkadaşlarınla eğlenirken üzerinize yağan dolu gibi, kara bir fırtına gibiydi.
Bir çeşit felaketti.
Benim felaketim.
Gerçekten bu şekilde olması bir tesadüf müydü? Yoksa kader miydi? Bilmiyordum.
Ama bildiğim bir şey varsa bunun bir tesadüf olamayacak kadar inandırıcı olmasıydı.
Bazen hayatınızda yaşadığınız bazı şeylerin izi kalırdı.
Yaşadıklarınızı unuturdunuz ama o iz sizle kalırdı.
Belki sahilde bir paten kayarken düşülen ve çarpılan bir taşın izi, ya da kalbine dokunan birinin, seni kırmasıyla oluşan o kalp kırığı...
Bu izler sizi büyütür, büyüdükçe olgunlaştırır, olgunlaştıkça da bazı şeylerin farkına varmanı sağlardı.
Ben büyümüştüm.
Ve artık bir şeylerin farkına varmıştım.
Benim kurtulamayacağım tek leke üzerimdeki değildi.
İçimdekiydi...
Asıl leke oradaydı ve bu benim tesadüfüm değildi.
Bu benim felaketimdi...
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...