"Söyle o zaman çocuk, nedir senin yaran?" Ellerimi sıktım ve yumruk haline getirdim. Tırnaklarım neredeyse derimi parçalayacak kadar acıtıyordu ancak umrumda değildi. Canımı yakan daha büyük şeylerim vardı. Ağzımdan bir hıçkırığın çıkmasını engelleyemedim. Onun keyifli suratı da işin ciddileştiğinin farkına varmış gibi değişti. Artık tüm ilgisi tamamen bendeydi. "Babam." dedim. Gözümden bir damlanın akmasına izin verirken. "Onun elleri altında saçlarımın okşanmasına ihtiyacım vardı benim. Yeni izler bırakmasına değil." - Tesadüfen tanıştığı adam önce komşusu, sonra ise yaralarını saran tek kişi olmuştu.
8 parts