Böyle adamları iyi tanırım, birini öldürürken çoğu zaman elleri bile titremez onların. Sonra yıllar sonra bir gün aynanın karşısında ödedikleri bedeli 'mecbur bırakılmaya' addederler.
Ne yazık.
Onları iyi tanırım, çünkü onlarla büyüdüm. Her an gurur duyabileceğim genç bir kadın inşa etmeye çalışırken sendelediğimde elimi tutmayan onlardı. Ama yürümemi izlediler. Belki bisiklet sürmeyi bana öğrettiler, ama bisikletimin arkasını daha kendime güvenemeden ilk anda bırakıp kendi sorumluluğumu alayım istediler. Beni büyütmek, bir bıçağı biler gibi bilemek, bir ateşi yakar gibi harlamak istediler.
Onlar gibileri iyi tanırım, öyle iyi tanırım ki; kendime verdiğim sözleri her gece tekrar tekrar hatırlatırım.