Yalanlar...
Yıllardır ağzımdan çıkan tek doğru söz, gözlerimden okunan tek gerçek bir duygu var mıydı?
Hayatta kalmak için mi öldürdüm, içimdeki canavarı beslemek için mi?
Ne kazandım?
Bilmiyorum...
Bir hikaye anlatılamaya başlandığında, sonunu tahmin etmek çok da zor olmaz, derdi annem. İşin komik yanı, ben hikayemin nasıl başladığını hatırlayamıyorum. Doğduğum an mı hikayemin ilk cümlesi yazılmıştı kader defterime, yoksa o gece ekmek bıçağını elime ilk aldığımda mı?
Nasıl başlamış olursa olsun; arkamda ölü bedenler bırakarak, ellerimde kan lekeleriyle beraber ilerlediğimi ve çok da uzak olmayan bir gelecekte o bedenlerin arasına karışacağımı biliyorum...
Hayatta kalmak bir zafer değil, sadece yeni bir cehennemin başlangıcıydı.
Ellerim belinden sırtına doğru yükseldi. Başımı göğsünden çekip boyun aralığına soktum ve daha içli ağlamaya başladım. Ben ağladıkça kaskatı kesiliyordu ve bu beni göğüs kafesine saklamak istercesine daha sıkı sarılmasına sebep oluyordu.
Şeytan harelerini üzerimize doğrulttu. Ona baktım. Bana baktı. Bugüne kadar kötü dediğim herkesin can dostu sadece bana baktı.
Bende asıl dostluğu gördü. Beni yanına çekmek istedi. Şeytana uydum. Onun safına geçtim.
Dudaklarımı sertçe onun boynuna bastırdığımda bu onun hareketlerini kesmişti. Gözyaşlarım boynunu ıslatmaya devam ederken dudaklarımın rotası kulağı oldu. Sıcak nefesimi kulağının içine üfledim.
Fısıldadım. "Asıl ben özür dilerim."
Sertçe içine batırılan bıçağın doyumsuz sesi kulaklarımıza dolduğunda bedeni sıkıca bana yaslandı. Ellerimin arasında tuttuğum bıçağın omzunu delip geçmesiyle hıçkırıklarım arttı ama durmadan bıçağı daha derine sokmaya çalıştım.
Tek bir kelime bile etmedi. Çığlık çığlığa ağlayarak onu bıçaklarken o sadece sustu.
Oysaki sessizliği en büyük cevaptı. Bana bunu yapmam için izin vermişti.
Gözlerimin önü gitgide karanlığa bulanırken onun katili olmak üzereyken bile ona sığındım. Başım boynuna yaslı şekilde gözlerim kapanırken bıçağı kavrayan ellerim iki taraftan aşağıya düştü. Sessiz iç çekişlerle kolları arasında ağlamaya devam ederken benim gibi başını boynuma sakladı. Kesik kesik nefeslerini hissedebiliyordum.
Birbirimize yaslı katillerdik. Belimdeki elleri beni bırakmazken koca bir gecenin, ölümden farksız saatlerine son sözlerimi fısıldadım.
"Senden nefret ediyorum."
Karşılığında söyledikleri ise aklımı kaybetmeme yetmişti.
"Uyu bebeğim."
Bir babada hayal ettiğim sözler onun dudaklarına daha çok yakışmıştı.
×
Wattpadde BULANIK ZİHİNLER adındaki ilk kitaptır.