En Güzel İhtimalin En Acı İmtihanı.

iki voleybolcu gencin lise hayatında başlayan aşk hikâyesi...

Yatağın yanına oturduğunda çıplak olan sırtımda hissettigim el ve devamında yüzüme doğru vuran nefes... Yaklaştıkça içime dolan bir koku; bu onun kokusu, kiraz çiçeği kokusu. Gamze'nin kokusunu heryerde, binlerce koku arasından ayırt edebilirdim.

İçime dolan kokuyla hissettiğim bir öpücük. O kadar nazik ama bir o kadarda yakıcı bir öpücüğü yanağımda hissettiğimde gülümsedim. Saniyeler içinde gözlerimi açtığımda hala oturduğu yerden beni izliyordu. Yüzüne gelen saçlarının birazını kulağının arkasına bırakmış, başını hafif yana yatırmış bir gülümsemeyle yeşil gözlerini kahvelerime dikmiş çatık kaşlarıyla bana bakarken yalandan sinirli gibi görünmeye çalışıyordu.

Bu kız her zman bu kadar güzel olmak zorunda mıydı?
Yattığım yerden doğrulduğumda üstümde birşey yoktu ama bundan rahatsız olmadım. Allah'tan altımda eşofman vardı da rahattım. Yatağın üzerinde bağdaç kurup otuduğumda karşımdaki gülümseyen yüzü gördükçe ben de sırıtmadan edemiyordum. Gözlerimin icin bakan gözleri benden ayrıldığında nereye baktığını çok belli ediyordu. Boynumdan omuzlarıma düşen bakışları devamında göğsümden aşağı doğru ilerlerken bende sadece gözlerini izliyordum. Nasıl bir arzu ve hayranlıkla beni izlediğini izliyordum. Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda ciddiydi. Aynı ciddilikle beni seyrederken gözü dudaklarıma takıldığında ne yapacağımı bilemeden kurumuş olan dudaklarımı dilimle nemlendirdigimde hala gözünü dudaklarımdan çekmeden kendiside dudaklarını ıslattıktan sonra bana doğru yaklaşmasıyla ne yapacağımı bilemeden olduğum yerde donup kaldım biraz daha yaklaştığında benim kafam da bedenimden ayrı bir parçaymışçasına öne doğru eğildiğinde hissettiğim tek şey onun dudakları ve kalbimin ritmi oldu...