HASRETİN AĞIR GELDİ
  • Reads 297,287
  • Votes 20,159
  • Parts 41
  • Reads 297,287
  • Votes 20,159
  • Parts 41
Complete, First published Jun 28, 2023
Kaçmayı tek çare olarak gördüğüm memleketime iki çocuğumla birlikte dönüyordum... Ardımda neler neler bıraktım oysa. Katı bir baba, hasta bir anne, deli fişek bir nişanlı. Giderken hepsinden kaçtım ama dönerken koca bir şehirdi kaçtığım. Hatalarım omuzlarımda bir yüktü. Hakkını helal et diyemem kimseye...
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add HASRETİN AĞIR GELDİ to your library and receive updates
or
#5karadeniz
Content Guidelines
You may also like
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
BATI MAHALLESİ by beyazbutterfly
25 parts Complete
TAMAMLANDI! Mahur Hüma Çağıl yirmi bir yaşında, monoton hayatını yaşayan, üniversitelerarası tiyatro yarışmasına hazırlanan ve her gün ona aşık bir sürü insanla uğraşan normal bir kızdır. Ancak geride bıraktığı geçmişini hatırlamak istemiyor, hep önüne bakması gerektiğini savunuyordu. İnsan vücudunda kan akışını kontrol eden kalbin, artık sadece kendi işiyle ilgilenmesini diliyordu. Ama Müslüm Gürses "aklımdan geçen sözler, kalbimden gelen sesler" derken kesinlikle onun geride bıraktığı hislerinden bahsediyor olmalıydı. Fakat şarkının devamında "hepsi bir orman oldu, bir kibritle yok oldu" diyordu büyük usta. Mahur Hüma kendi kulvarında dolanırken ve yakarken kibritin ucunu alev alev, hemen karşı apartmanda yaşayan bir zamanlar destansı aşk yaşadığı ve aynı zamanda abisinin en yakın arkadaşı olan Simurg Mejdinov'un kalbini de yaktığını bilmiyordu oysa. "Zaten bugün çok yoruldum. Bir de üzerine paltomu kirlettin. Daha fazla beni sinirlendirmeden sus." "Sen sus dediğinde ben susmuyorum yalnız." Bu adamla uğraşmaya bayılıyordum. Ellerini ceplerine soktu. "Susman için farklı yöntemler mi denemem gerek illa?" Ben de ellerimi ceplerime soktum. "Nasıl yöntemlerden bahsediyoruz?" "Nefessiz bırakacak yöntemler." dedi. Mahalle kurgusudur. Herhangi kötü ünsür barındırmıyor. (şiddetli kalp acısı yaşamanız dışında) ©Hayale Aliyeva, 2022
YANILGI (+18) by Yenidem39
37 parts Ongoing
(+18 İçerik,yaş farkı vb.unsurlar bulunmaktadır) Artık biliyordum bana yaklaştığını kokusu bile hissediyordum . İri çok iri elleri belimi sardı kafasını yine saçlarıma gömdü,yine yaptığım işi unuttum sahi ben ne yapıyorum şu an ...Elleri yavaş ve usta hareketlerle karnıma doğru gelirken benden çok ama çok uzun boyundan dolayı eğmek zorunda olduğu kafası da saçlarımı köşeye verdi ve bu sefer boynumu koklamaya başladı .Dur demem gerekirdi ama ben diyemiyordum yanlıştı çok yanlıştı... Uyuşmuş gibi hissediyordum sanki ayak parmağından saçlarımın her bir teline kadar vücudum karıncalanıyordu tam ağzımı açmışken sert sesiyle benden önce davrandı " Yalvarıyorum kaçma artık benden dokunmama izin ver" sesi acılı ve inler gibi çıkmıştı elleri yavaşça pantolonumun üstüne bıraktığım tişörtten kadınlığıma doğru çok yavaş bir şekilde ilerliyordu dur diyemiyordum yanlıştı ama lanet olsunki istiyordum kendimden iğreniyordum ama karşıda koyamıyordum gücüm çekilmişti eli hafifçe baskı yapınca nefesimi tuttum "Asaf abi" devamını getiremedim "şşştt küçüğüm abi yok abi yok" dedi "ama ..." demeden kadınlığıma iri eliyle öyle baskı yaptiki gözlerim yandı dilini hafifçe kulağıma değdirdi ve beni yakan o soruyu sordu "minik tüylerini alıyor musun Küçüğüm?" lal oldum buna nasıl cevap verilirdi ama eli rahat durmuyordu bilerek yapıyordu beni köşeye sıkıştırmak için başarıyorduda elleri çok ustaydı kaç saniye veya dakika geçti bilmiyorum tekrardan sert sesi kulağıma geldi "Hmm ?" dedi sadece birden ağzımdan "evet yani" diye bir cevap çıktı o an eli yine baskı yaptı tekrar nefesimi tuttum ve son darbesini vurdu "Alma Küçüğüm o tüyleri hissetmek istiyorum tatmak istiyorum ve sana Yemin olsun ki yapıcam o gün ikimizden geriye hiç bişey kalmayacak " birden sertliğini sert bir şekilde küçük kalçalarıma vurdu
BELDAR by BiCeruVar
27 parts Ongoing
Uzun mu, kısa mı? Kaç hayat sığar bir saniyeye? Kaçı mahvolur? Kaç ömür kurtarılabilir peki? Bir saniyenin değerli olduğunu toprakları uğurunda verilen kanlar ile ölçüp biçmişlerdi. Üç adam, üç cengaver, nasıl anlatılır bilinmez ama bir araya gelmeleri vatan sevdaları sayesinden olmuş üç aslan yürek. Gurur, Onur, Tugay... Duruşlarında Türk topraklarının yenilmez çevikliği, bakışlarında alevlenen bir vatan evladı, ruhlarında ise kaybetmeyi asla kabul etmeyen dik başlılık. Bu yola baş koydukları andan itibaren geride bıraktıkları hayatlar, onlar için yeni bir gelecekten ibaretti. 'Bayrağımız şerefimizdir bu bayrağa uzanacak her elin sahibi de bizim için bir leştir.' bir komutan sesi yankılandı duvarı olmayan arazide. Karşısındaki ekibin toyluğunu, içlerinden vazgeçeceklerin olacağını bilse dahi alnından akan terle, gırtlağından kopan bağrışıyla öğrendiği her detayı da bıkmadan öğretecekti. Ancak adam çakır mavilikleriyle öylesine emin bakıyordu ki daha şimdiden çekingenlik sarmıştı karşısındaki ekibi. Kan gibi kızıl bir söz, bayrak, vatan, millet, umut... Sırtlarındaki onlarca kilo, yüreklerindeki toprak sevdasından daha hafif geliyordu. Bir de her daim omuzları üzerinde olan kefenle meydan okuyorlardı hayata. Bu işin şakası yokken hayatın başlı başına bir espiri niteliği taşıması ise acımasızlığın ana rotasıydı. An geliyor derin mavi sular, an geliyor keskin soğuk hava ve an geliyor tek kişinin dahi aşması zor olan daracık alanlardan yürüyorlardı. Akıllarında da yüreklerinde de tek cümle; 'Biz şekil için yaşayıp, tarz için ölenlerden değiliz. Biz şeref için yaşayıp, vatan için ölenlerdeniz.' Onlar için sevda, Merhamet, Uyku, Onlar için huzurlu bırakılacak tek bir düşman dahi yoktu.
Jüpiter Uranüsü Seviyor... by littlemisspasiflora
20 parts Complete
Leyla'nın yıldız haritasında Merkür ve Uranüs kavuşumu olan bir birinci evi var. Normal şartlarda dahi olması gerekiyor ama galiba değil. Evlenmek üzere ama evlenmek istediğinden de emin değil. Gerçi o emin ama yıldızlar Leyla'ya aksini söylüyor... Ve Leyla bir Roma seyahatinde hayatının aşkı ile karşılaşıyor. Esmer, yakışıklı, hazırcevap... Leyla'nın dünyasını sarsacak! Bu arada işyerinde de işler hiç yolunda gitmiyor. Konumu ve itibarı tehdit altında. Çok hızlı bir şekilde Türkiyeyi kasıp kavuracak bir aplikasyon tasarlaması için çok kısa vakti kaldı... Üstelik 1.10 boylarında, boyuna dar gelen kasım kasım gerilmeleri, isminin ve soyadının baş harflerinden oluşan her daim ceketinin cebine iliştirilmiş rengârenk mendilleri, bezelye boyutlu beynine bile bol gelen düşünceleri, her an bir milyon dolarlık bir iş yakalama üzerindeyim hissiyatı vermeye çalışan biri anyaya biri konyaya bakan kaşları ve yamuk suratını daha da yamuk kılan yan yan gülümsemeleri ile ayaklı kurumsal kâbusu Hasan'ı da alt etmesi gerekiyor. Leyla'nın iş ve aşk hayatındaki sarmalına, zodyak bir çözüm sunabilir mi? Bunu hep beraber göreceğiz.... Aşk, eğlence ve iş hayatının her adımını bir kadının gözünden muzipçe aktaran Leyla'nın eğlenceli hikayesine hoşgeldiniz... *** Sinan bana gülümseyerek bakmaya devam ediyor. "Sen hep böyle misin?" diye soruyor gülümserken ama sol yanağındaki gamzeye çok fena odaklandığım için hemen cevap veremiyorum. "Hı. Ne? Nasıl yani?" diye soruyorum. "Böyle yani, doğal... ******Kitap Oldu****** ******Flora Kitap******
You may also like
Slide 1 of 20
SAKA VE SANRI cover
BATI MAHALLESİ cover
EKSTREM cover
Yılan Mucizesi  cover
SINIRSIZLAR(TAMAMLANDI) cover
Kara Gül  cover
Hazan Vakti| Asker&Doktor cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
İTAAT (Değişim #1) cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
YANILGI (+18) cover
Kırık Kalpler Durağı cover
Aşk Oyunu cover
Göğün Kıyısındakiler cover
Son Oyun cover
BELDAR cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Saklı Parçam cover
İMDADIM cover
Jüpiter Uranüsü Seviyor... cover

SAKA VE SANRI

56 parts Ongoing

"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!