Güney'le Miray... Hayatları boyunca beraberlerdi, büyüyüp daha da yan yana gelmek zorunda kalana kadar başlarına geleceklerin farkında değillerdi. ....... "Lütfen durur musun rahatsız ediyorsun," derken kalçalarımın iki yanını saran rahatsız edici ellerinden uzaklaşmaya çalışıyordum. "Sakin ol, güzel bir akşam geçirebiliriz. Sadece kendini akışa bırak," dedi. Sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı. İki elimle kollarını tırnaklayıp ayakkabımın topuğuyla bacağına tekme atmak üzereydim ki aniden adam benden uzağa doğru çekilmeye başladı. Tam arkasından bir şey onu uzağa götürüyor gibiydi. Rahatlamayla karışık bir merakla arkama dönüp ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorken adam yumruk yedi ve yere yığıldı. Yumruğu kimin attığını anlamaya çalışırken kim olduğunu anlamaya çalıştığım kişi kollarımdan tutup beni sürüklemeye başladı. Bir tacizden kurtulmuşken diğer tacize mi bulaşıyordum şu an? Mekanın dışına doğru yaklaşmamızla birlikte serin temiz havayı ve daha dayanılabilir ses oranını hissetmeye başlamıştım. Siyah deri ceketi ve kot pantolonundan başka bir tek ensesini görebildiğim bu adama kızgın mıydım yoksa minnettar mıydım karar verebilmek için yüzünü görmem gerekiyordu. Ve o anda bana döndü. Oydu. Kahverengi saçları, beyaz teni ve tenimi delip geçen bakışlarıyla oydu. Dudakları sinirden birbirine kenetlenmişti. Sinekkaydı traşıyla artık bambaşka bir yetişkin gibi duruyordu. Geniş omuzlarına deli gibi yakışan deri ceketi belki biraz kokusunu kamufle ettiği için onu tanıyamamıştım. Bu Güney'di.
28 parts