Daldığımın farkına varmadan tekerlekli sandalyemi ilerletiyordum, sarsılmamla düşmek üzereyken birinin beni tutmasıyla düşmemiştim, sadece bir kırılma sesi duyulmuştu. "Günebakanım..." Sesini duyduğum kişinin yüzüne bakarken sokağa yeni taşınan çocuk olduğunu görmüştüm. "Ben özür dilerim... Dalgındım biraz, saksı da kırıldı. Özür hediyesi olarak ayçiçeğine bir saksı alabilir miyim?" Hızlı hızlı konuşmamda tek bir yere takılmış gibiydi.
"Günebakan." Kaşlarım hafif çatılmıştı. "Anlamadım? İkisi de aynı şey değil mi?" Omuz silkmişti. "Günebakan, benim için öyle. Her neyse sen iyisin değil mi?" Başımı sallamıştım. "Biraz daha dikkat et, her zaman seni tutacak birisi olmayabilir." Ben ona bakarken benden uzaklaşmış yerdeki saksı kırıklarını toplamış, ardından ayçiçeğini de toprağıyla alabildiği kadar almış ve apartmana girmişti, ben ise hala arkasından bakıyordum.
Gerçek aile (aşiret ) ve mahalle kurgusudur.
Gerçek ailesinden haberi olmayan üniversite 3. Sınıfa giden bir Deniz . Ailesinin gerçek olmadığını öğrendiği de ne yapacak.
Asıl gerçek ailesinin bir mahallede oturduğunu öğrenen ve ağabeyleri olduğunu öğrenen Deniz bunu nasıl karşılayacak?
Yalnız ve zengin bir aile kızi olan Deniz ..
Kalabalık ve aşiret olan bir aile..
Deniz , ağabeyler ve aşiret bir aile...
Hadi bakalım.