"Sen." İşaret parmağını üzerime doğrultmuș, büyük adımlarla tam karşıma dikilmişti. "Sen beni unutamazsın kızım. Ne yaparsam affedersin, sen bu'sun çünkü böyle birisin." Saçımı kulağımın arkasına atıp,
"Neden senleydim zannediyorsun ki?" Şimdi de dudaklarını aşağı sarkıtmıș, birkaç adım geriye gitmişti.
"Kandırması ve oynaması çok kolay birisin. Seni sevdiğimi düşündüğün zamanlarda bile o kadar eğlendim ki..." dedi, kahkaha atarak.
Karşısında sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı ki, onun bunu görmesine izin vermeden başımı yana çevirdim.
Tekrar gözlerinin içine baktığımda," Ne kadar değmezmiş aslında sana, ne kadar geç fark etmişim bunu ben." sözleri çıktı dudaklarımdan.
İlerisini bir an olsun düşünmeden cebimden çıkardığım telefonumda rehber kısmına girdim, rastgele rakamlara basarak bir telefon numarası oluşturdum. Saniyeler içinde bilmediğim numarayı telefonuma 'bebeğim' diye kaydetmiştim bile.
Arama tuşuna bastığımda artık her şey için çok geçti, ikimizinde bakışları ekrana kilitlenmişti.
Birkaç geçen saniyenin ardından açılan telefonun ucunda bir nefes sesi duyuldu, kalbim göğüs kafesimden çıkacakmışcasına atarken, ben ağzımı açmadan karşı taraftan ikimizi de şok eden cümle dökülmüştü bile.
"Bebeğim maçtayım çıkışta ararım seni."
Ve çağrı sona erdi.