"Şu siktiğimin yerinde, sikimde olmayan insanları, kafana takma artık..."
Yavaşça yaklaştı ve iki eliyle yanaklarımı tuttu.
"Ben, seni, bu hayatta, kimsenin anlayamayacağı, düşünemeyeceği ve yaşayamayacağı kadar çok seviyorum... Senin şu tavşan gülüşüne, ben her gün ölüyorum, şu dudağının altındaki kahve rengi, küçük bene her baktığımda kalbimin teklediğini hissediyorum. Ben sana her gün yeniden aşık oluyorum, her gün, daha fazla sana tutuluyorum..."
Elinin bir tanesini belime indirdi, diğerini ise başımın arkasına getirip sıkıca sarıldı bana.
"Lütfen, bana bir daha o akılsızlardan bahsetme. Çünkü onlar bu hisleri bilmezler. Bilemezler."