"Sana âşık olmamı mı istiyorsun ki sen?" Dedi. Merakla vereceğim cevabı beklediği o kadar belliydi ki. Bu haline gülmemek ayıp olurdu. "Evet. Bana olan aşkından öl istiyorum." Dedim. "Beni öldürebilecek tek şey sen ve sana olan aşkım zaten." Dedi. Bir kez daha hoşuma gitmişti böyle açık ve net konuşması. "Kabul ediyorsun yani." Dedim sorgulayıcı bir tavırla. "Kabul edince bir şey değişecek mi?" Dedi. Evet şimdi o topu bana çevirdi. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Bunun üzerine hiç çalışmadım. "Belki başka bir evrende." Dedim. Dudağını yaladı ve konuştu. "Desene bu evrende imkansızız o zaman." Dedi ve göz kırptı. "Evet." Dedim. Sonra şarabını kaldırdı ve konuştu. "O zaman bu evrendeki imkansızlığımıza." Dedi. Bende kadehimi kaldırdım ve konuştum. "Başka bir evrende oluşturduğumuz imkanlara." Dedim ve şaraplarımızı, gözlerimizi birbirinden ayırmadan dudaklarımıza götürüp içtik.