KEHRUBA
  • Reads 3,248
  • Votes 611
  • Parts 12
  • Reads 3,248
  • Votes 611
  • Parts 12
Complete, First published Jul 09, 2023
Mezopotamya' nın Nabzında Atan Efsunlu Bir Aşk Hikayesi. 

Bu hikaye, Wattpad Elçileri Bahar Festivali Yarışması için özel olarak yazılmıştır. 

Hikayemde geçen her şey tamamen kendi hayal gücümden yola çıkılarak yazılmıştır. 

Kurgu ve kitap isim şahsıma aittir, kopyalanamaz. İsim ve kurgu olarak wattpaddeki ilk kurgudur.
Yayım tarihi: 09.07.2023
All Rights Reserved
Sign up to add KEHRUBA to your library and receive updates
or
#2bencillik
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Bordoya Karışan Aşk by pekbiafiliyalnizlik
18 parts Ongoing
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
You may also like
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Bir Kar Fırtınası  cover
GURUR SAVAŞI Güzel Seven Kadınlar Serisi 2 (Bitti) cover
Kalbime Fısılda (Kitap Oldu ) cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
Al Gönlümü Senin Olsun ( Düzenlenmeye Alınmış Bölümleriyle ) cover
Ejderhanın Tutsağı cover
HOŞNÜMÂ    (tamamlandı)   MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 cover
ACI TÜTÜN (Tütün Serisi 1. Kitap) cover
Bordoya Karışan Aşk cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.