AŞK İNTİKAM UĞRUNA HARCANIR MI?
............................................
YETİŞKİN İÇERİK MEVCUT LÜTFEN KENDİ RİSKİNİZDE OKUYUN! (18+) için uygundur.
.....................................
Leyla'nın tehlikeler içinde intikam uğruna bir savcılık muhbiri olarak başladığı bu oyunda Kenan ailesinin karanlık gölgesi ve sorumlulukarı altında ezilen biri olarak başlıyor. İkisinin de hayatları, kesişen ve ayrılan yolları, aşkın ve ihanetin tuzağına doğru bir yolculuğa çıkıyor.
Aşkın, ihanetin ve intikamın karanlık dokusunu her bölümde tekrar tekrar yaşarken. Leyla'nın mafya ailesinin içine sızmak için Kenan'a yaklaşmasıyla başlayan bu serüven, karakterlerin zıtlıklarını ve toksik ilişkilerini merkeze alıyor. Ancak bu, yalnızca başlangıç. İki karakterin arasındaki çekişme, okuyucuları sayfalar arasında bir gerilim dolu dansa davet ediyor.
Her satırda, sizi daha da derinine çekecek, her sayfa sizi şaşırtacak ve her bölüm sizi merakla bekletecek. Ancak, bu labirentte kaybolmak risklidir ve her adımınız, daha da karanlık sulara sürüklenmenize neden olabilir.
"Aşk intikam uğruna harcanır mı?" Bu romanlar, bu soruyu sorgulamanızı sağlayacak, sizi şaşırtacak ve en nihayetinde bir karara varmanızı bekleyecek. Ama unutmayın, bu oyunun kuralları, kendi içinde bir çelişki barındırır. Ve her hamle, bir sonraki oyunun başlangıcı olabilir.
........................................................
BÜYÜK BİR İNTİKAM İÇİN OYNANMASI GEREKEN BİR OYUNDU, ASLINDA HER ŞEY...
.......................................................
(Her pazartesi yeni bölüm!)
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.''
Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum.
''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.''
Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır...
Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse!
''Kokunu özledim.''
Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu.
''Devrim...''
Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,''
''Bugün benim sıram, Aden Özkan.''
Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu.
''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.''
Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı.
''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.''
Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi.
''Devrim, ben...''
''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.''
Ne!?
Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti.
''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.''
Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum.
Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı!
Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi.
Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı.
''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.''
''Öyle ya da böyle!''
''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''