"Eldoria: Uçan Adaların Sırrı", sakin bir köy olan Eldoria'nın aniden ortadan kaybolmasıyla başlar. Geride kalan genç savaşçı Roderick, bilge büyücü Elysia ve cesur kaşif Aron, köylerinin kayboluşunun sırrını çözmek için gizemli bir ormanda yolculuğa çıkarlar.
Ormanda, uçan adaların var olduğunu keşfederler ve adaların üzerindeki büyülü portalin Eldoria'nın yeni konumu olduğunu anlarlar. Ekip, adaların üzerindeki tehlikelerle mücadele ederken, kaybolan köylerini geri getirmek ve gerçeği ortaya çıkarmak için cesurca ilerler.
Ancak, yolculukları boyunca antik yapılar, sihirli engeller ve ihanetle karşılaşırlar. Her bir üye, içlerindeki gücü ve cesareti keşfederken, Eldoria'nın kayboluşunun ardındaki gerçeği açığa çıkarmak için birbirlerine destek olurlar.
"Eldoria: Uçan Adaların Sırrı", büyülü bir dünyada geçen maceraları anlatırken, dostluk, cesaret ve inancın önemini vurgular. Ekip, zorlu engellerle mücadele ederken, köylerini ve sihirli dünyayı karanlık güçlerden korumak için birlikte çalışır ve Eldoria'yı yeniden inşa eder.
Ömrünü adadığı erkek ona ihanet ettiğinde bir insan ne yapmalıdır?
Pelin'in hayatı boka sarıyordu. Hayal ettiği işi yapamadığı gibi çocuk istediği eşinin başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmişti. Hayatından ne istediyse hiçbir zaman elde edememişti.
Aslında hayatının hangi nokta da ters gitmeye başladığını biliyordu.
Lise yılları....
Ama geri dönüş yoktu öyle değil mi?
Bir gece annesinin evinde kalırken ev telefonunun çaldığını duydu. 90'lardan kalma telefonun hala çalıştığını bile bilmiyordu. Aldığı uyku ilaçlarının etkisi bedenini ele geçirirken telefonu kaldırdı ve kulağına götürdü.
Sonrası ise karanlık.
Kendine geldiğinde annesinin evindeki yatağında uyandı. Ne olduğunu çok geçmeden anlamıştı. 1998 yılındaydı. 17 yaşındaki haline geri dönmüştü.
Geriye hayatını değiştirmek kalıyordu.
Üstelik eğer başarılı olursa okulun popüler çocuğunun da hayatını kurtarabilirdi. Tabi bunu yaparken ona aşık olmazsa.
Bunu başarabilir miydi?