İhanetin yuva edindiği bir hayat, gerçeklerinin hançerle gezdiğini bilmeliydi. Her gerçek, büyük bir yara. Ölüm ya da yaşam, bir anlamı yok. Sol tarafındaki kan pompalayan organ durmadan da hem ölümü, hem yaşamı tadabilirsin.
•
"Sakın gözlerini kapatma, komutan." dedim titreyen sesimle.
"Kanlı Hilal'i bilir misin?" diye sordu kısık bir sesle.
Karnındaki yaraya fularımı bastırırken, gözyaşlarımı silip başımı sallamıştım yana doğru.
"Ay bütünüyle Dünya'nın gölgesinde kalıyor olsa da, bir miktar Güneş ışığı, Ay'a ulaşıyor. Ancak bu Güneş ışığı Dünya'nın atmosferinden geçerken, ışığın büyük kısmı atmosfer tarafından filtreleniyor ve Ay kırmızı görünüyor. Ve burada Kanlı Hilal ortaya çıkıyor."
Dudaklarındaki kuruluğu gidermek için dudaklarını diliyle ıslatmıştı.
"İşte sen de bu gölgeli hayatıma düşen tek ışıksın, sen benim kırmızımsın, Hilal."
‼️Uyarı; Kitapta Kan,Cinayet,Cinsellik vs bulunuyor.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...