Dalgaların kayalara sertçe vuruşu gibiydi onun aşkı.
Yıpratıcı.
Bir zaman sonra ona nasıl aşık olduğunuzu sorgulayacağınız kadar dayanılmazdı tavırları.
Uçurumları vardı. Onunlayken büyük denizlere açılan, hırçın dalgalara kurban gidebileceğim ve asla geri dönüşü olmayan bir yamaçta duruyor gibi olurdum. Rüzgarı hissedebiliyordum. Her zaman bu hissi verirdi. Özgürlüğü gösterip esir kalmayı öğretti.
Deliydi, delirtti.
"Çıkar sütyenini."
Kaşlarımı çattım. "Ne?"
"Seni daha öncesinde de üstsüz gördüm Vanya, böyle krem süremiyorum."
Alayla güldüm. "O bir kere olur canım benim."
Eğer bir kere daha yapmanı söylerse yaparsın Vanya diyen iç sesimi kısarak ciddi durmaya devam ettim. Yelkenleri suya indirmeyecektim.
"Bak canım benim..." dedi beni taklit ederek. Benim aksime yumuşak bir sesle söylemişti bunu.
"Bedenin benim için köle olmaya hazırken sana burnunun dikine gitmemeni öneririm."
Bikini üstümün askılarını elleri arasına almıştı. Parmakları onları omuzlarımdan aşağıya çekerek omuzlarımı da kremlemeye başladığında kısık bir sesle homurdandım.
"Köle olmaya hazırmışmış, sen kimsin de sana köle olayım ben?"
Nefesinin yaklaştığını hissettim. Omzuma çarpan solukları tenimi yalayıp geçerken uzandı ve saçlarımı kenarda topladı. Tek omzumun üzerinden önüme doğru bıraktığı saç tutamlarımın ardından dudaklarını enseme bastırmıştı. Küçük bir öpücük bıraktı. "Ben kim miyim, göstermemi ister misin?"
8.1.24
Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı.
"Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi.
"Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?"
Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu.
"Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.