Anne ve babalarının hataları içinde doğup büyümüş dördüzler, ayrılmak zorunda kaldığında geri dönüşü olunmayan yollara girmişlerdi. İki yıl sonra tekrardan ölen anne ve babalarının cenazesinde karşılaştıklarında artık ortadaki tek gerçek, Kimse eskisi gibi olmadığıydı. Beren ne vişne, ne kestane ne de pamuktu artık. İki yıl ondan bu isimleri almıştı. Peki alınan tek şey isimleri miydi? ............ "Koşma çürük vişne!" Koşmam anında kesilirken sinirle ona döndüm. "Sensin çürük! Çürük gözlü!" Kahkaha atarak bana doğru koştuğunda bende tekrar hızlandım. Eğer beni yakalarsa sonum hiç iyi olmayacaktı. Bir anda belime dolanan kollarla adımlarım yerden kesilirken panikle kollarımı boynuna doladım. Kafamı kaldırıp ona sinirle baktığımda o ise sırıtıyordu. "Seni yakalayamacağımı mı sandın vişnem?" ............ "Baran..." masum olduğunu düşündüğüm sesle ona sırnaşarak yaklaşırken çoktan kollarını açmıştı benim için. "Efendim kestanem?" Kollarının altına girdiğimde hemen şikayete başladım. "Barın en sevdiğim bluzumu kesmiş!" Sinirle doğrulup ona bakarken arkadan gelen Barın'ın sesi daha da sinirlendirdi beni. "Çünkü onu doğum gününde bir erkek almıştı!"
30 parts