IŞIK YILI
  • Reads 19,962
  • Votes 1,112
  • Parts 10
  • Reads 19,962
  • Votes 1,112
  • Parts 10
Ongoing, First published Jul 25, 2023
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım.

Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti. 

"Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu. 

Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu.

 Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu.

"Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu! 


🌹🌹


Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür.

IŞIK YILI...
All Rights Reserved
Sign up to add IŞIK YILI to your library and receive updates
or
#1kafes
Content Guidelines
You may also like
TUĞRA [İNVERNESS 1] by EbruMelekT
57 parts Ongoing
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸] by Damlapl3
196 parts Ongoing
"Ağlamak istemiyorum!" diye mırıldandı kalan son mecaliyle. Kulaklarını çocukların ağlayışları, kadınların çığlıkları doldurdu.Bu bir felaketi! Melodi bir felaketin kurbanıydı...Başını iki yana salladı acıyla. "Bırak onları! İstediğin benim gözyaşlarım değil miydi? Dokunma onlara! Görünme onlara nolur... Ben sana," duraksadı.Hızla başını salladı bunu yapması gerekiyorsa eğer, yapacaktı. Onları kurtarmak için Bi bedel ödemesi gerekiyorsa yapacaktı! Bunu yapabilirdi. Yapmalıydı. Yapmak zorundaydı... Avuç içlerini açarak baktı. "İstediğini vereceğim!" Ellerini açarak göğe kaldırdı. Sesi yükselirken "İnşAllah gözyaşlarımda boğulursun! İnşAllah kandan göz yaşlarımla beslenen miğden yırtılır da geberip gidersin. "gözleri dolu doluydu" Allahın cezaları! "diye haykırdı. Bunu yapmak istemiyordu hiç bir zaman istememişti. Ne tüm bunları yapmak nede Düşmanının kölesi olmak istemiyordu. Karanlığın mahkumlarından biri olmak istemiyordu." Sana istediğini vereceğim bırak onları! "bağırarak kendini açıklamak onları korumak istiyordu. Gökyüzünden kahkaha sesleri yükseldi. Tekrar kaybetmişti Melodi, yeniden birkez daha kaybetmişti düşmanlarına yenilmişti. Dolu gözlerle karanlığa baktı. Hepsi onun suçuydu egosunu tatmin etmiş olsa gerekti. Bu ihanetin... Bu ihanetin bedeli ağır olacaktı. Eğer bir bedel ödüyorsa efendisi de ödeyecekti. Bu bedeli ona bizzat kendisi ödetecekti. " Beni bu hale getirdiğin için... " gözünden akmaması için dua ettiği hatta saatlerce dil döküp, yalvardığı o yaş aktı. Kandan bir damla yanaklarından süzülerek ayağının altındaki kayaların üzerine düştü. Sertçe yutkundu." Senden nefret ediyorum! " ETKİLENECEKLER OKUMASIN! #Paronayak 1. #Ajanlar1. #Yaratıklar1. #Köle1. #Evrenler1. #Sevda1. #Deli1. #Nefret1. UYARI :⚠️ Böyle bir konuyu daha önce okumadınız.
Sevgili Lotus Çiçeği by LeddyAsteria
17 parts Ongoing
Eli poşete uzandı, bir çift spor ayakkabı çıkardı. Sorgulayarak ona baktım. "Ayağındaki ayakkabılar ile rahat koşamayacağını biliyorum." Yere eğildi, topuklunun kopçasını açtı. "Ama..." Basına kaçamak bakışlar attım. "Kameralar umrumda değil." Spor ayakkabıyı ayağıma giydirdi, nazikçe bağcığını bağladı. Basına düşecekti... Herkesin korktuğu mafya, sevgilisinin önünde diz çöküp ayakkabılarını giydirmişti... --- "Bana anlatabilirdin," dedim kırgınca. "Anlatmamamı istedi." "Benimle konuşabilirdin." Kafasını iki yana salladı. "Konuşamazdım." "Bana yalan söylemeyebilirdin." Gözümden akan yaşı sildim. "Susabilirdin." "Sorgulardın." "Gitseydin o zaman!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. "Niye geri dönüyorsun? Canımı acıtmak sana keyif mi veriyor? Zevk mi alıyorsun?" "Onu da ben istemedim..." Yutkundum. "Gidemezdim. Kalbimin izni yoktu." --- "Niye Lotus?" diye mırıldandım. "Güzel bir çiçek." "Yeterli bir açıklama değil." Elim göğsündeydi. "Seviyorum." "Oflaz," dedim uykulu bir sesle. "Lotus, bataklığın ortasında açar; temiz ortamlarda yaşamaz." Kafamı salladım. "Sen de öylesin mesela." Gözlerime baktı. "Hayatımda hiçbir güzel detay yoktu, bataklığın en ücra köşesindeydim." Gülümsedim. "Sonra sen geldin, hayatımdaki en güzel değil; tek güzel detay oldun." "Bu... Çok anlamlı." "Gözlerin gibi." Yutkundum, içimdeki sevinçle ona daha da sarıldım. --- İmkansızlığın sıcağından, cazibesinden doğacak bir güneş. Adı aşk. Bu güneşin ışınlarına yabancı olan iki birey. Zamanla güneşin önüne geçmeye çalışacak bulutlar... Fırtınaya ve kasvetli havaya rağmen beraberlerini koruyabilecek, mutlu olabilecekler miydi? Onlar başkaydı. Onlar dengesizdi. Onlar absürttü. Ama onlar çok sevmişlerdi. Maalesef. ---
You may also like
Slide 1 of 10
Okyanus Güzeli  cover
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
YAŞAMAYANLAR cover
Kötü Kadın Kahraman Olursa?!! cover
wattpad kitap karakterleri cover
Lidena cover
Saklı Yaralar GERÇEK AİLEM cover
geçmişin izi cover
𝗘𝗩𝗥𝗘𝗡𝗟𝗘𝗥𝗶𝗡 𝗙𝗘𝗟𝗔𝗞𝗘𝗧𝗶 [𝗙𝗮𝗻𝘁𝗮𝘀𝘁𝗶𝗸] cover
Sevgili Lotus Çiçeği cover

Okyanus Güzeli

5 parts Ongoing

" Kimsin sen?" Bu seferki sorumla birlikte sanki kafasını omzuna doğru eğdi. " Senin için bir düşman." Dedi kalın sesiyle. Düşmanlarımın sonunun ne olduğundan haberi yok muydu bu adamın? Ben ne kadar sinirliysem o da bir o kadar sakindi. Göz devirmek istedim ona ama hiç dalga geçiyormuş gibi bir hali yoktu. Zaten bizim dünyamızda şaka yapan yaşayamazdı. Yaşatmazlardı. Her hareketimi, mimiğimi incelediğinin farkında olarak yüz ifademin bozulmasına izin vermeden sırtımı dikleştirdim. "Ne istiyorsun?" Dedim bir nebze sakinleşmiş sesimle hayır amacım ona istediğini vermek değildi. Kimi karşısına almak istediğini ona göstermekti. Onunla ilgili her bilgi onu bitirmemde işime yarardı. "Yanmanı,mahvolmanı." Yine aynı ses tonuyla konuşuyordu. Kendinden emin ve net. Ama bu sefer hırsla intikam ateşiyle çıkmıştı sözcükler ağzından. Omuzlarımı dikleştirerek yavaşça ona doğru adım atmaya başladım. "O zaman bilmen gereken bir şey var. Ben yanarsam etrafımı da yakarım."