"Hayat bir oyundu, ben sadece erken bitirdim."
Dedi beyazdan çok sevdiğim dostum.
Hep beraber verdiğimiz sözü tutamadık,ne olursa olsun başımız ne gelirse gelsin günün sonunda hep beraber o çatıda oturacaktık,sohbet edip birbirimize geçmişi unutturacaktık ama olmadı,eksik kaldık o çiçeğin yedi yaprağından biri koparıldı engelleyemedik.
Meğersem o çiçek koparılmış ama biz hiç fark etmemişiz.
Ve üstüne ekledi
"Neden gözlerim kapalıyken ağlıyorsunuz da ben nefes alırken öldüğümü görmediğiniz için ağlamıyorsunuz?"
Herkesi bitirecek bir kelime cümle vardır bazen hiç tanımadığın biri bile seni bir cümle ile mahvedebilir.
O zaten mutlu sonlara inanmazdı.
"Son sesimle bağırdım.Ya ben dilsizdim ya onlar sağır.."
İnsanlar sadece duymak istediklerini duyarlar bunu en iyi o bilirdi.
"Bu hayat elime bir oyun verdi,ama kuralları öğretmedi,kurallarını kendim öğrenmeye gidiyorum"
Ve her zaman hile yapanlar kazanır onlar için kural bir dilsizin konuşması gibi.
"Ben kendimi kurtardım,onlar benden kurtuldu"
Diyecek hiç birşey bulamamıştım o zaman çünkü doğruydu ailesi ondan kurtulmuştu.Aslında bu kadar kolay kendini anlatmak ama insanların anlamasını sağlamak zor olan.
"Sonra insanlara güvenmemeyi öğrenirsin,ama onlar değiştin sanırlar."
Belki de hayatımda gördüğüm en neşeli kişi ağlarken söylemişti bunu bana cevap vermeye hakkım yoktu.
"Çiçeklere aşağıdan bakmaya gidiyorum"
Belki gözleri göremiyordu ama en güzel o bakardı bizim göremediğimiz herşeyi o kalbinde hissederdi
Hepsinden uzaklaştım ve beyaz çiçeklere odaklandım içinde yıldızları bulunduran beyaz çiçeklere
"Çiçeklerin üstündeki çocuklar gökyüzüne en yakın olanlardır,onlar en yakından izlerler kayan yıldızları."
Sonra gözyaşlarımı tutamadım,tutamazdım kalbime gömdüklerim beni bırakıp gittiler.