1749 yılında Alman doktor, yaptığı çalışmalarda bir hata olduğunu fark edememişti.. Ta ki labaratuvar masasının üstünde ona vahşice bakan Gramenya ile göz göze gelinceye kadar..
Yanlış mutasyon sonucu oluşan bu yeni canavar türü Gramenyalar, çok hızlı üredi ve zamanla tüm dünyaya yayılarak insanların korkulu rüyalarını gerçekleştirme görevini üstlendi.
Salgılarında taşıdıkları zehir, ısırıkla kan dolaşımına katılıyor, panzehir yoksa yarım saat içinde ölüme sebep oluyordu.
Gramenyaları öldürmenin tek yolu, kafalarını parçalamak değil: Ayağı altında toksik üreten deriyi etkisiz hale getirmek. Yani ayağını kesmek. Ve evet, ikisini birden.
Gramenyaların neslini tüketme mücadelesi Lijya'nın kaderiydi çünkü bu görev ailesinin soyundan beri sürdürülen onurlu bir hizmetti. Tıpkı ataları gibi.
Ailesinin gizli sırlarını kamçıladıkça daha derin bir yolculuğa çıkan Lijya, yüklediği taşların altından kalkabilecek miydi?
Tüm bu gerçeklerle yüzleşirken, kötülüğe ve tehlikeye direnebilecek miydi?
Bu sadece Lijya'nın değil, tüm iyi ve kötü ruhların savaşıydı.
★★★
DİKKAT!
+18 detaylar, uygunsuz sözler, küfürler, argolar ve rahatsız edici detaylar bulundurur. Rahatsız olacaklar okumasın.
★★★
' Yaklaşık bi on dakikanın ardına doğruldu ve dakikalar önce ateşin içine koyduğu kılıcı çıkarttı alevlerin içinden. Yarısına kadar kızıla bulanmış çelik kılıçtan dumanlar çıkıyordu. Bir an göz göze geldik. "Ne yapacaksın bana?"
"Ölmemeni sağlayacağım." Eliyle beni kendine çekti. Neredeyse dip dibeydik.
"Neden! Ne saçma! Siz esirlerinize böyle mi yapıyorsunuz? Önce yaralayıp ölüm eşiğine getirip sonra iyileştiriyor musunuz?" İsyan ederken aynı zamanda bu durumdan da memnundum ne yalan söyleyim. Eğer kaçmaya çalışacaksam en azından hiç yoksa tedavi edilmiş olmalıydım.
"O, göğsündeki lekeyi görmeden önceydi." Dedi ve güzel yüzünden bekledik bir çapkınlıkla güldü. Doğum lekemden bahsediyor olmalıydı. '