Başak, kitaplara aşık ve onlardan herkesin faydalanmasını isteyen bir kitapçıdan fazlası değildi. Okumaması gereken bir kitabı okurken de, nasıl olduğunu bilmeden kendini kitabın içinde bulurken de. ........... Kitabı ışığa yaklaştırıp sayfalarını kontrol etmeye başladım, niyetim bir sorun olup olmadığını anlamaktı. Ancak gördüğü şey ile kaşlarımın çatıldığını hissettim. Aslında görmediğim şey demek daha doğru bir tabir olacaktı çünkü sayfalar boştu. Şaşkınlıkla sayfaları çevirdim ama kitabın sayfalarında tek bir cümle bile yazmıyordu. Sonra kitabı kapatıp ilk sayfalarına döndüm ve bu beni daha çok şaşırttı, ilk sayfalar doluydu. Sayfalara göz atarken şaşkın nidalar çıkarıyordum çünkü bir yere kadar yazılar varken bir yerden sonra beni boş sayfalar karşılıyordu. Sonra kitabın en arka sayfasına, konunun yazdığı yere baktım. 'Kitabın sonunu yalnızca okuyan kişi bilir.' "Gerçekten kitabın sonunu biz kafamızdan mı kuracağız?" Kafamı kaşırken güldüm. İlginç bir durumla karşılaşmıştım. "En azından kimse eline bir kalem alıp bu sayfaları doldurmamış. Kaliteli insanların eline geçmişsiniz," kitabın kapağına baktım tekrardan. "Bay Roderick Álvarez. Pardon, senyör." Güldüm kendi kendime.Tam o anda nedensizce içimi kaplayan bir merak baş göstermiş ve kitabı kucağına koymuştum. Kapağı kaldırmak için ilk hamleyi yaparken hiçbir şey düşünmüyordum. İlk sayfa boştu, herhangi bir isim, ithaf ya da imza bulunmuyordu. Yazarın adı da yazmıyordu ve bu tuhaftı. İkinci sayfayı açtığımda kitabın adının bir kere daha yazılı olduğunu gördüm. Ancak sadece bu değildi. Hemen altında kitabın yazı fontundan oldukça farklı, elle yazıldığı belli olan bir tarih yazılıydı; 05.04.1938. Sayfayı çevirdim. ...... "Ben...kitabın içinde miyim?"
18 parts