Sevdiğiniz için kıskançlığa kapıldığınız oluyor mu? Peki ya, sevdiğiniz için kendinizi gözden çıkardığınız, var gücünüzle fedakarlıklarda bulunduğunuz, kendinizi sorgusuzca uğruna adadığınız, benliğinizden çaldığınız zamanlar var mi? Sevdiğiniz için hep bir şeylere katlandığınız, tahammül etmek zorunda kaldığınız, acı çektiğiniz, çaresiz hissettiğiniz oluyor mu? Böylece giderek sevginin içinde kendiniz olmaktan uzaklaştığınızın farkına varıyor musunuz? Bütün bunlar sevginin mutlak birer parçasıymış gibi geliyorsa size, sevgi sandığınız bir hissin içinde kayboluyorsunuz demektir. Sevgi tahammül etmek değildir, katlanmak, adanmak ve bu yolda benliğinizi gözden çıkarmak da değildir. Sevgi parmak izi kadar özgün ama yarattığı sonuçlar açısından evrensel bir etkidir...Bu uğurda herkesin bilgisi, emeği ve düşünce disiplini kişiye özeldir. Sevgi kendiliğinden değildir, öğrenilendir. Dolayısıyla sevgisizlik de öğrenilmiş bir eylemdir. "Ben sevmeyi seçiyorum" demek elbette etkili ve iyi bir motivasyon sayılabilir ama katiyen yeterli değildir... Sevgi için bilgi, emek, düşünce disiplini ve uygulama çok ama çok gereklidir. Çünkü insan Farabi'nin de dediği gibi bilmediğinin DÜŞMANIDIR. Sevgi, inşa edilen bir deneyimdir... Sevgi sandığınız kusurları hayatınızdan çıkardığınızda geriye emeğinizle büyüyen eşsiz bir mutluluk, güven ve huzur hissi kalacaktır.