Ruhu kavlanmış kelimeler, teslimiyeti ve sessizliği haykırırken susmuştu birer birer.
Hep böyle olurdu, ruhu kaybolurken insanın etraftaki bütün sesler susardı.
O, ÖYLE YAPMADI.
Dibinde kan kaybettiğim uçurumdan aşağı inip sırtında ben varken o uçurumu tırmanmaya çalıştı.
Resimlerine kattı çaresizliğimi, hayatını boyamam için bir fırça tutuşturdu elime.
Ama sadece siyah vardı benim paletimde.
"Siyahı aciz görmeyin, onun gecesi var."
*Bu hikaye kendini Allah'a teslim etmemiş iki gencin hikayesi. Yol uzun, düşünceler çetrefilli. Ve onların kendini teslim etme vakti çoktan geldi.*
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."