"Hayat, Bir Adım Uzakta... Ölüm, Bir Anlık Karar"
Lina, tüm hayatını kardeşini iyileştirmeye adar, ancak yıllar süren boks mücadelesi onu komaya sokar ve öldü sanılır. Bir zamanlar kardeşinin tedavisi için savaştığı ringde, bu sefer hayatta kalmak için yalnız kalmıştır. Kardeşinin tedavi edilmemesi ve kaybı, Lina'yı derin bir boşluğa sürükler.
Vural Karaviran, boks geçmişinin ardında kalan vicdan azabıyla yüzleşen bir adamdır. Lina'yla olan bu ölümcül yarışta, ona zarar vermek istemediği için son anda yarıştan çekilir ve annesinin ölümüne tanıklık eder. Ancak, bir karar alırken, Lina'nın ölümünden kendisini sorumlu tutar. Vicdanıyla savaştığı bu dönüm noktasında boksörlük kariyerini sonlandırır.
Zaman geçer, Lina yeni bir kimlik ve hayat kurarak geçmişinden kaçar, fakat bir tesadüf sonucu bir hastanede karşılaştığı adam, onu geçmişine geri çeker. Ancak Lina, o adamı hatırlamamaktadır.
Bir ölüm, iki hayatı değiştirmiştir...
İki kayıp ruhun, birbirlerini yeniden tanımak için verecekleri son savaş...
Geçmişin ağırlığı, bir kez daha gerçeği yüzlerine vuracaktır.
Biz bunu hem karakter ağzıyla okurken bir yandan psikolojik gerçekleri vurguluyacağız en azından benim gözümden olanları. :)
Kardelen, yetimhanenin soğuk duvarları arasında dünyaya gözlerini açmıştı. Annesi orada çalışan bir hizmetliydi, fakat minicik bebeğini kucağında bir kez koklayıp sessizce bırakıp gitmişti. Ne kimse soru sordu ne de yadırgadı bu durumu; sadece titreyen o küçücük bedeni kucaklayıp büyütmeye çalıştılar. Yıllar geçti... Kardelen artık on iki yaşına basmış, masum bakışlarıyla içine kapanık ama bir o kadar da sevgi dolu, tatlı bir kız olmuştu. Çocuk ruhu, büyüyen bedeninin içinde hâlâ saklıydı. Ve işte o gün geldi... Yetimhanenin kapısından içeri giren bir aile, kalabalığın içinde onun mahcup gülüşünü fark etti. O an her şey değişti; Kardelen'in kaderi, o bakışlarla birlikte yeni bir yola doğru akmaya başladı.