BAZI ŞEYLER GÖRÜNDÜĞÜNDEN ÇOK FARKLIDIR Eğer vampirlerin bir film efsanesi olduğuna inanıyorsanız bu kitabı okumadan kapatın. Şayet içinizde gerçek olduklarına dair azıcık bir kırpıntı varsa bile bu kitabı okuyun. Büyükler, dünyada bir tek insanların yaşadığını zannediyor. Bu yüzden, vampir gördüğünüzü söylerseniz size inanmazlar, hatta en sevdiğiniz şey üzerine yemin etseniz de durum değişmez. Hele bir de beyaz kanatlı vampir gördüğünüz konusunda ısrarcı olursanız işte o zaman hapı yuttunuz demektir. Soluğu bir psikoloğun karanlık odasında, karşınızda sürekli esneyen bir adamın veya sürekli saçıyla oynayan bir kadının bezgin bakışları eşliğinde, göz kapaklarınızın kapanmasına mani olmaya çalışarak geçireceksiniz demektir. Aslına bakacak olursak büyüklerin bu gerçeği gizlemeleri kadar doğal bir şey olmaz, çünkü vampirlerin bir kısmı korkunç olmasa bile büyük bir bölümü korkunçtur. İsmim Luk Bartın, 13 yaşındayım. Geçen aya kadar Norveç'in en doğusunda, çoğunlukla fakir insanların yaşadığı büyük bir şehirde yaşıyordum, ta ki bir gün başıma korkunç bir olay gelene kadar. Sıradan bir gündü. Okul çıkış saati çoktan geçmişti. Çocuklarını almaya gelen büyüklerin telaşları bitmiş, yerini derin bir sessizliğe bırakmıştı. Saatlerce okulun kapısında dikilip annemin gelmesini bekledim ama gelmedi. İlk başlarda çikolata fabrikasında işlerin yoğun olduğunu ve mesaiye kaldığını düşünmüştüm ama öyle olmadığı ortaya çıktı. Başına kötü bir şeyler geldiği kesindi. Okul Müdürü Bay Hansın durumu fark etmiş olmalı ki, ağır adımlarla yanıma gelip tepemde dikildikten sonra tok bir sesle: "Benimle gel evlat!" demişti. Kapıdaki tabelada "ENLEY KARAKOLU" yazan bir yerden içeri girmiş, kocaman göbeğini kaldırmakta zorlanan siyah deri montlu, mavi renkli gömleği olan ve gömleğinin cebinden
10 parts