Bir yıldız kaydı, dilek tut. 💫
Mahalleme giriş yaptığımda sokakta karşıma çıkan arabayla ani fren yaptım. Güneş yüzüme vururken aracın içindeki kişiyi göremiyordum. Birkaç kez korna öttürmeme rağmen hareket etmemişti.
''Hay Allah'ım çattık ya.''
Arabadan indiğini fark ettim. Kendi kendime söylenmeye devam ederken önüme eğilmiş emniyet kemerimi çözüyordum. Kapıyı açarak ayağımın tekini dışarı bıraktım ve topuklularımın üzerinde yükseldim, saçlarımı savurarak görüş açımı düzelttim ve siyah güneş gözlüklerimi çıkardım.
Güneş ikimizin üstüne vuruyordu, gölgelerimiz temas ediyordu, rüzgar tenimizi yalayıp geçiyordu, yıldızlar saklanmış doğmayı bekliyordu.
Gözlerimle etrafı tarayıp karşımdaki adamın üstünde durdurdum. Onun üstünde. Umut'un üstünde. Bir zamanlar umudumun üstünde.
Yıldızlar kaymayı bırakalı çok olmuştu, dilekler de hiçbir zaman gerçek olmazdı.
Ama seneler sonra o karşımdaydı, eski mahallemde, eski anıların arasında, eski bize inat, yeni o ve yeni ben.
Bir yıldız kaydı, geçmişe bir dilek tut.
Birbirini geçmişten tanıyan iki en yakın arkadaş, iki en yakın dost, iki aşık...
Yolları ayrılmıştı. Mahalleye tekrar dönen Umut ve Elvin'in yolları kesişti, kader ağlarını tekrar örüyor.
Gerçeklerle ve korkularla yüzleşince küllenen aşk tekrar harlanır mıydı?
Dilekler gerçek olur, yıldızlar tekrar parlar mıydı?
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.