Bazen şey diyorum. Burnumda hala kokusu, aklımda hep gülüşü. Diyorum bunlar yeter.
Sonra.
Sonra şey oluyor.
Kafamı yastığa koyuyorum. Düşünüyorum; sesini,gülüşünü,kokusunu.
Hiçbiri yok.
Bu çok kötü hissettiriyor.
Sonra diyorum; yollasa bana kazağını. Giyerim, koklarım.
Ben.
Ben bilmiyorum sevgilim.
Sevgilim mi?
Bu çok ağır geliyor mu sana?
Sevgim ağır mı?
Bana ağır geliyor artık.
Taşıyamıyorum.
Olsun.
Olsun, benim sevgim yeter ikimize de.
Şey diyecektim.
Kazak yetmez ki bana.
Sen gel.
Ben.
Ben sadece deli gibi özlüyorum.
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?