"Beni dinle melez, kahraman olarak doğdun ama öyle ölmek zorunda değilsin." İnce ve uzun parmaklarını bıçakların üstünde gezdirdi. Genç adam sırtını duvara yaslayarak kadından gelecek yeni hamleyi beklemeye başladı. Gücü tükenmişti. Vücudunun her yeri sızlıyordu. Burnundan akan kanı elinin tersiyle sildi. "Seninle kötü olacağıma kahraman olarak ölmeyi tercih ederim."Genç adamın sözleri üzerine kadın durdu. Elinin altında duran hançeri eline aldı. Yeşil zümrütlerle kaplanmış sapı, siyah demiri ile zehirli hançerdi. Adama döndü. Ölüm kadar karanlık bakışlarla adamı inceledi. On sekiz yıldır üzerinde çalıştığı melezi sonunda istediği silaha dönüşmüştü. Geriye sadece onun sadakatini kazanmak kalmıştı. Ellerini iki yana açtı. "Etrafına bak melez. Bizim bizden başka kimsemiz yok." Yavaş adımlarla ona yaklaşmaya başladı. "Karanlık yükseldiğinde duyulacak aydınlığın ağıdı ve sen melezim benimle beraber ağıdı zevk alarak dinleyeceksin." Genç adam yüzünü buruşturdu. "Senin silahın olarak karanlıkta durmak mı?" Bu fikir bile tüylerini diken diken etmişti. Hemen ardından kendisine yaklaşan kadına yumruk attı. Gücü tükenmişti ama hayatını mahveden kadına çektiği her acıyı çektirme düşüncesi onun ayakta kalmasını sağlıyordu. "Dikkat et Almira Erlik, o silahın namlusu sana çevrilmesin." Kadın kahkaha atarak başını iki yana salladı. Patlayan dudağını yaladı. Kanın metalik tadı, acının verdiği tutku siyah gözlerinin parlamasına neden olmuştu. Gülüşü yavaşça solarken kaşlarını çattı. Genç adamın kasığına tekme attı. Atik davranarak arkasına geçti ve diz kapaklarının arkasına tekme attı. İki dizinin üstüne çöken genç adamın saçlarını çekerek başını havaya kaldırdı. Zehirli hançeri genç adamın boynuna dayadı. Kulağına doğru eğildi ve fısıldadı. "Yer ve gökyüzü şahidim olsun. O sAll Rights Reserved