Çığlıklar. Silah sesleri. Kaos.
-"NERDE O ? SÖYLEYIN NERDE O KORAY ARSLAN?" diye bağırdı bir adam.
Büyük salonda ki insanlardan yine çığlıklar koptu. Nelerin olup bittiğini görememek ödümü koparıyordu ama asla kafamı buradan çıkaramazdım. Salonda birkaç kadının sessizce ağlamasının yanı sıra davetlilere bir yerelere geçmelerini söyleyen adamların bağırışmaları vardı. Silahlar durmuştu. Ölüm sessizliği hakim olmuştu.
Çıt çıkmayan salonun içinde bir çift ayakkabı sesi yükseldi, yavaş yavaş bu tarafa geliyordu. Kalbim göğüsümden çıkacak gibi atmaya başlayınca, bir anda onu da duyarlar korkusuyla bu sefer nefesimi de tuttum. Alnımdan boncuk boncuk ter akmaya baslamıştı ama diğer taraftanda vücudum üşüyordu.
Önümde duran masa örtüsünün havalanmasıyla gözlerim örtüyü kaldıran kişiye kaydı.
-"Abi!" diye seslendi karşımda duran adam. Önümde ki adamın göremediğim kişiye seslenmesiyle, ağzımı kapatan elim yanıma düştü. Seslice nefes almaya başlıyordum. Takım elbiseli kişi diğer elinde duran silahın ucunu bana çevirdi.
-"Bulduk onu. Koray Arslan'ın karısı burada!"
Bu hikayede ki bütün olaylar, karakterler ve yerler tamamen hayal ürünüdür!