Söylediğini yapıp, çekingen adımlarımla kutuyu ona doğru uzattım. Yüzüme bile bakmadan kutuyu açtı, içindeki ipi eliyle yavaş ve hassas bir biçimde kavradı.
"İzle," dedi sertçe. "Sakın gözünü ayırma, her zerresini izle." Emir verir gibi konuşurken, adamın arkasına doğru geçmişti.
Bedenimi tir tir titreten şey, etraftaki dondurucu soğuk mu yoksa içimdeki tarifsiz korku muydu ayırt edemiyordum.
Gözlerim dolmuş, gözyaşlarım her an kurtulmak istiyormuş gibi bekliyordu.
İpi adamın boğazına yavaşça dayadığında, gözlerimin içine bakıyordu. "Dua et ona, sarı kız. Dua et de Tanrı ona cehennemi göstersin."
Söylediği şeyle beraber gözlerimi kaçırdığım an adamın kellesi, yere kanlar içinde düşmüştü.
Gözyaşlarım hızlandı, ağzımdan bir hıçkırık sıçradı. Elimdeki kutuyu elimden düşürdüm, birkaç adım geriledim.
O vahşiydi, o vahşetti. Ellerinde taşıdığı kan kokusunu kurbanlarına bulaştırırdı, acımasızca katlederdi her birini. Ve kendisi gibi ölüm kokan siyah gülünü mühürlerdi kurbanlarına.
Yüzüne sıçrayan kanları silerken yanıma yaklaştı. Kanlı elleriyle çenemi sıkıca tuttu, ona doğru bakmamı sağlarken sertçe yutkundum.
"Bak şu esere." Çenemi adamın kellesine doğru çevirdi sertçe. Ağlamam şiddetlendi.
Gözlerimi sıkıca kapattım, onu dâhi görmek istemiyordum.
"Bak dedim sana. Bak." Çenemi daha da sıkarken, kanlar çenemde büyük bir iz bırakıyordu. Kafamı iki yana zorla sallarken gözlerimi sıkıyordum, açmamak için direniyordum.
Bu sefer yüzümü kendisine çevirdiğinde, sıcak nefesini boynumda hissettim. Ardından kulağımın hizasında. Çenemi serbest bıraktı, nefesi boynumda yakıcı bir ateş hissiyatı yarattı.
"Cesetten korkan bir katil olamaz. Kandan korkan bir katil olamaz." dedi bastıra bastıra. "En önemlisi, senin gibi korkaklardan katil olamaz."
Tekin Alaca, ailesinin bakıcısı olmak için doğmuş ve ailesine mahkum bir çocuktu. Ailesinden habersiz girdiği Milli Savunma Üniversitesi sınavında tam puan yapar ve kapısına Harp okulları komutanı Resul Ereğli gelerek Tekin'i alıp onu devletin gizli subayı olması için eğitime götürür.
"On sekiz yaşındaysanız ve kararlarınız, geleceğiniz, umutlarınız sizin elinizde değilse sik gibi hissedersiniz; asla kalkmayan, idrarını dış mesaneye yapan, boka yaramayan bir sik. Bu kadarsınız."
"@dilfiruzrac hesabındaki 'Muhteriz Beyefendi' kitabında bulunan Atahan'ın timindeni Tekin adlı askerin kitabıdır. O kitabı okumasanız da olur."