"Mirza saçmalıyosun! Duyuyo musun beni?! Aç şu kapıyı! Aç dedim! Mirza! Sana diyorum! Aç şu kapıyı!" Bir yandan boğazım yırtılırcasına bağırıyor, bir yandan da kapıyı yumrukluyordum. Kapının iki yanında olan cama geçip ona baktım. Sanki ben burda çıldırmamışım gibi elindeki telefona bakıyordu. Önündeki korumalar emrini bekler vaziyette elleri önünde kafaları eğik duruyorlardı. Nihayet telefonunu cebine attı ve tekrar cama vurdum. Kafasını çevirip bana boş gözleriyle bakmaya başladı. "Evden dışarı çıkmayacak. Ölse dahi bu kapı dışarı açılmayacak. Duydunuz mu?" Gözlerini benden ayırmadan konuşmaya devam ederken çaresizce çırpınmaya başlamıştım. Klişe sevenleri şöyle alalım, buyrun efendim...All Rights Reserved