11 parts Ongoing 🗡
Nefes seslerimizin duyulduğu dağlık yerde
yakından çalan ve bize ait olmayan telefon melodisi çalmaya, sessiz ortamda yankılanmaya başladı.
Herkes tüfeğini doğrultup tetikte beklerken komutan eliyle "sakin ol" uyarısı verip sese doğru ilerlemeye başladı.
İlerlerken yavaşça durmasıyla telefonu bulduğunu anladık. Israrla çalmakta olan telefonu alıp hızlı adımlarla yanımıza ulaştı. Telefonu açıp hoparlöre almasıyla sert ve tarazlı bir erkek sesi karşıladı bizi.
"Sami! Ne diye açmazsın şu telefonu gerizekalı herif! Sana mermiyi bana getir dedim, dağdan dağa dolaştır demedim.
Gönderdiğim adamlar köye çoktan ulaşmış olmalı.
Köy yok olunca onlarla gel, mermiyi bana ulaştır."
Komutan elinde ipiyle salladığı mermiyi tutarken telefondan tahammülsüz ses tekrardan yükseldi.
"Salak herif, sana diyorum. Sami!"
Komutan salladığı mermiyi ipiyle tutup avuç içine bastırırken konuştu.
"Sami değil, komutan diyeceksin Köse."
"Sen... Komutan, komutan yine çıktın karşıma. Bu defa şans benden yana komutan, bir daha aynısı olmayac-"
Komutan telefonu kapayıp cebine attı. Mermiyi tekrar yüzünde hizaladı.
"Ölümün 9 canından eksilmiş haklarınla başlayacak, Köse. Sonuncusu bu mermide olacak!"
🗡
"Sen yalnızca geçmişle pençeleşmeye devam et. Ben akıp giden suyla yarışıyor olacağım."
🗡
"Eğer yüreğin sevdayı taşıyamayacak kadar korkaksa vatanını nasıl koruyacaksın? Bil ki; ben vatan, bayrak sevdasıyla doğdum, bu sevdayla öleceğim. Sanma ki, başka yüreği de yüreğimde yaşatamam."